“İnsan, alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.” Yahya Kemal, bu cümleyi muhtemelen ütopya-distopya edebiyatının önemine dair kurmadı ancak gelecek üzerine düşünmeden, bunun eğitiminden sağlığına, teknolojisinden, ilişkilerine bağları nasıl olur diye kafa yormadan ‘ideal bir dünya nasıl olurdu’ sorusuna cevap bulamayacağımız ortada.
‘Olmayan Ülke’ anlamını taşıyan, ideal yaşam ve kurumları nasıl olmalı sorusunun peşinde koşan ütopyalar, Batı dünyasına has bir yazın türü olduğu iddia edilse de elbette Türk yazarları tarafından da kaleme alındılar. Türkiye’de her devrimci girişimden önce seçkin ütopyalar yazıldı, ancak bu yazın ve ütopyalar kavramı derli toplu biçimde ilk defa Araştırmacı Yazar Sadık Usta, Türk Ütopyaları kitabında buluştu. Ziya Paşa, Tevfik Fikret, Namık Kemal, Ahmet Ağaoğlu, Yakup Kadri gibi isimlerin bazı düşleri günümüzün gerçeği oldu. Bu kitap hem tarihten ders almak hem yeni hayaller kurmak için…