O Türk sinemasının en sevimli, en sempatik, en şirin, en unutulmaz yüzlerinden biriydi. ‘Ertem Eğilmez ekolü’nün sadık isimlerindendi ve bugünden bakıldığında büyük bir özlemle andığımız yılların, farklı komşuluk ilişkilerinin, toplumsal yapının, dayanışma ruhunun ifadesi gibi görünen, o her yeniden seyrettiğimizde bizi masumiyetimizle buluşturan, farklı bir ruh durumuna sokan filmlerin en önemli yapı taşlarındandı. ‘Hababam Sınıfı’ serisi, ‘Sev Kardeşim’, ‘Canım Kardeşim’, ‘Salak Milyoner’, ‘Mavi Boncuk’, ‘Oh Olsun’, ‘İşte Hayat’, ‘Hasret’, ‘Gülen Gözler’, ‘Bizim Aile’, ‘Süt Kardeşler’, ‘Tosun Paşa’, ‘Aile Şerefi’, ‘Sultan’; her biri onun zihinlerimizdeki ve kalbimizdeki sonsuza dek yok olmayacak yerini ve varlığını sağlamlaştıran derin adımlardı.
Ayrıca bir zamanların kült programı ‘Uykudan Önce’nin de masalcı teyzesiydi ve her gece tüm çocuklara “Kuzucuklarım” diye seslenerek yatağa girmeden sevgilerini, bütün samimiyeti ve içtenliğiyle sunardı. Oğlunu erken yaşta kaybetmişti, belki de seslendiği bütün çocuklar vasıtasıyla onun yokluğunu, onun acısını bir nebze dindiriyordu. Evet, Yeşilçam’daki yıldız sistemi içinde bambaşka bir yerin sahibi olan sevgili Adile Naşit 1930’da, bugün doğmuştu. İyi doğdun ‘Hafize Ana’ diyoruz…