cem yılmaz

Cem Yılmaz’dan yeni proje

Komedyen ve oyuncu Cem Yılmaz, yeni projesini sosyal medya hesabından “CMXXIV…” paylaşımıyla duyurdu.

Geçen hafta G.O.R.A.2’nin çekimlerine yakında başlayacağı haberleri yayılan ve film karakterlerinden Erşan Kuneri’nin yaşlılığını paylaşan komedyen Cem Yılmaz, bu kez yeni gösteri duyurusu yaptı.

Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yeni gösterisinin isminin CMXXIV olduğunu açıkladı.

/

İnsan olmanın bedeli!

Cem Yılmaz’ın bizi, bize anlatırken sahaya sürdüğü en baskın karakter olan Arif’in sinemadaki üçüncü adımı olan ‘Arif v 216’ bu gece Star ekranlarında karşımıza çıkıyor. Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün üstlendiği filmin kadrosunda Cem Yılmaz’ın yanı sıra Ozan Güven, Seda Bakan, Zafer Algöz, Çağlar Çorumlu, Özge Özberk, Farah Zeynep Abdullah, Ahu Yağtu, Can Yılmaz, Muhittin Korkmaz, Mert Fırat, Şükrü Özyıldız, Zeynep Kankonde, Özgür Emre Yıldırım, Tuncay Beyazıt ve Kerem Alışık gibi isimler var. Ayrıca ‘Arif v 216’, sevgili Özkan Uğur’la da bir kez daha buluşma fırsatı yaratıyor. Film saat 20.00 gösterilecek.

‘Arif v 216’ya ilişkin geniş bilgi için sinema yazarı Uğur Vardan’ın Hürriyet’te yayımlanmış aşağıda alıntıladığımız eleştirisine göz atabilirsiniz:

Orda, bir Türkiye var, geçmişte…

Cem Yılmaz klasikleri ‘G.O..R.A’ ve ‘A.R.O.G.’un devamı niteliğindeki ‘Arif v 216’, seyircisini hayatın kutuplaşmadan uzak aktığı, iyiliğin hâkim olduğu eski günlere, özlenen Türkiye’ye götürüyor. Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün üstlendiği yapım, sinema tarihine ve tarihimize göndermeleri, referansları, popüler kültüre ilişkin hınzırca vurguları ve arka arkaya gelen esprileriyle son dönemin en iyi komedi filmi olmuş.

Sinemamızın tarihsel gelişimi içinde huzurumuza gelen komedi oyuncularının sundukları karakterler, her daim toplumsal reflekslerin ve sosyolojik okumaların ifadesiydi. Sadri Alışık, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Kemal Sunal, Şener Şen ya da İlyas Salman, fark etmez; hepsi ama hepsi belli prototiplerin, belli modellerin perdedeki yansımalarıydı. Sinemamız gerçi modernizme uzandığında büyük resim itibariyle miras problemleri yaşar ve ‘usta-çırak’ ilişkisini pek sürdüremez olsa da, işin güldürü kısmında ‘devamlılık hatası’ yaşanmadı ve Cem Yılmaz ya da Şahan Gökbakar gibi ‘şimdiki zaman’ temsilcileri de geleneğe sahip çıktı.

Hepimizin aynası Arif

Madem bu hafta filmi vizyonda, bu durumda meseleyi Cem Yılmaz üzerinden okuyacaksak, kuşağının bu yetenekli ismi rol modeli olarak o çok sevdiği Sadri Alışık’ı seçti ve genel tabloda, ‘Bizi, bize en iyi anlatan olarak’ dikkat çekti. Yılmaz’ın sinema serüveni boyunca en çok yanında taşıdığı karakter olan Arif, hatırlanacağı gibi daha önce ‘G.O.R.A’ ve ‘A.R.O.G’ gibi izler bırakmıştı, bu hafta itibariyle ‘Arif v 216’yla üçüncü kez varlığını hatırlatıyor. Daha da önce de yazmıştım; “Arif, hepimizin bir aynası. Az ya da çok. Futbola, sinemaya, aşka, cinselliğe, teknolojiye, tarihe bakışında bu coğrafyanın izlerini tanıyor ve her olay karşısında, mutlaka ve mutlaka bir çözümü var.”

Uzaya ya da ‘Yontma taş devri’ne gitmesinin önemi yok; her zamanda ve dönemde pratik zekâmızdan örnekler sunuyor, meselelerin üstesinden kendi yöntemleriyle gelmesini biliyor. Önceki adımların 2004 ve 2008’de atıldığı düşünülürse ‘Arif v 216’, aynı kahramanlarla bizi yaklaşık 10 yıl sonra buluşturan bir çalışma.

Filmin öyküsü kısaca şöyle: G.O.R.A’ gezegenindeki kadim dostu ‘Robot 216’, insan olmaya karar verir ve Arif’in yanına, Dünya’ya gelir. Lakin bu durum başta komşular olmak üzere kimi kurum ve kuruluşları (başta CIA) rahatsız eder. İkili çareyi eskilerden kalma zaman makinesini çalıştırarak ışınlanmakta bulur. 216, yanlış düğmelere basınca 1969 yılına yollanırlar… Burada onları kör bir genç kız, samimi bir mahalle ortamı, sömürü düzeninin bekçisi bir zengin ve de dönemin bütün ışıltılı hayatı, yıldızları yani ana kodlarıyla ‘Eski Türkiye’ beklemektedir…

İyi insanların ülkesi…

Yönetmenliğini Kıvanç Baraönü’nün üstlendiği, senaryosunu Cem Yılmaz’ın kaleme aldığı ‘Arif v 216’, adeta sinema tarihine ve tarihimize yönelik ince, zekice ve vefalı bir saygı duruşu olmuş. Film, başlar başlamaz dur durak bilmeksizin sürekli göndermeler ve referanslar eşliğinde ilerliyor. ‘Shining’ten ‘Üç Arkadaş’a, ‘Blade Runner’dan James Cameron’a, Christopher Nolan’dan Zeki Demirkubuz’a uzanan ve her istasyonda sevdasını, tutkusunu hissettiren bir yolculuk bu. Yılmaz’ın adeta hatıralar sandığından çıkardığı kıymetler arasında sadece yedinci sanatın temsilcileri yok, popüler kültürün zihinlerimizdeki yerlere sonsuza dek korunacak Sadri Alışık, Ayhan Işık, Zeki Müren, Ajda Pekkan, Filiz Akın, Cüneyt Arkın, Emel Sayın gibi ikonlar da peliküle sızanlar arasında…

‘Arif v 216’yı bence değerli kılan sadece göndermeleri ve referansları değil elbet. Filmin bakış açısı ve vurguları da kayda değer toplumsal okumalarla dolu. ‘G.O.R.A’ ve ‘A.R.O.G’da Arif, pragmatist, menfaatleri doğrultusunda hareket eden, uyanık, yer yer tatlı, sevimli bir üçkâğıtçı tiplemesiydi. Burada ise aynı karakterin artık duygusallaştığını, kalbiyle hareket ettiğini, romantik bir çizgiye taşındığını görüyoruz. Önceki iki film uzayda ve yontma taş devrinde geçerken ‘Arif v 216’, artık özlemini duyduğumuz, kutuplaşma gibi bir belaya bulaşmamış, iyi insanların sadece sinemada olmadığı bir ülke özleminde dolaşıyor. Yani bir bakıma biz 2017’de, ‘Distopya’da yaşıyoruz, 1969’ün Türkiye’si ‘Ütopya’ olmuş. Aslında ‘Arif v 216’nın tarif ettiği adres, çocukluğumuzu, gençliğimizi, masumiyeti aradığımız ve bulduğumuz

‘Arzu Film ekolü’ne ait filmlere yakın, sadece tarih olarak birkaç yıl öncesinde geziniyor.

Siyasi mizah!

Oyunculuklara gelince: Ana karakterleri canlandıran Cem Yılmaz, Ozan Güven, Seda Bakan, Zafer Algöz, Özkan Uğur; hepsi iyiler ama sanırım bu filmin kadrodaki bir adım önce olan ismi Zeki Müren’de izlediğimiz Çağlar Çorumlu. Ben bir de Kerem Alışık’ın, ‘rahmetli’ babasını bütün mimikleri ve vücut hareketleriyle canlandırmasını ve ‘vedası’nı hem çok beğendim, hem de çok hüzünlü buldum.

Cem Yılmaz’ın filmleri sanki iki arterde ilerliyor. Bir tarafta saf komedi, diğer tarafta hüzünlü ve özellikle ‘sinefil’lere seslenen işler var. ‘Arif v 216’, sanki bu iki ayrı kanadın en çok buluştuğu yapım olmuş. Hatta ‘Pek Yakında’yla ‘G.O.R.A.’ ve A.R.O.G.’un karışımı diyebiliriz.

“Sıfır sorun derken bütün komşularla papaz olduk” esprisiyle ‘siyasi mizah’a da göz kırpan film, Cem Yılmaz külliyatının saf komedi hattındaki muhtemelen en iyi çalışması. Son olarak Kıvanç Baruönü’ün başarılı rejisinin yanı sıra sanat yönetiminin ve kostüm tasarımının da hakkını vermek lazım.