Selfie

/

Selfie’nin 181 yıllık tarihi

Bu başlığı görünce; ‘‘181 yıl önce cep telefonu ve selfie çekebileceğimiz kamera özellikleri var mıydı?’’ diye düşünebilirsiniz. Haklısınız, selfie kendi anlamını aşacak kadar teknolojiyle bütünleşti. O zaman zihninizi tazelemenin tam zamanı.

PINAR HİÇDURMAZ

Selfie, Türkçe karşılığıyla “özçekim” gündelik hayatımızın sıradan bir parçası haline geldi. Peki, selfie ne zaman bu kadar popüler oldu, bu kadar yıldır vardı madem; nasıl ve kimler selfie çekti? Kısaca bir göz attık ve sizler için kronolojik bir selfie karnesi hazırladık. Tabii bununla yetinmemiz söz konusu olamazdı. ‘‘En iyi selfie nasıl çekilir, selfie bir sanat eserine dönüşebilir mi?’’ gibi pek çok soruya da yanıt aradık. İşte karşınızda kapsamlı bir selfie ya da Türkçe meali ile özçekim dosyası.

1839
Sony’nin yayınladığı ilgi çekici veriler barındıran infografiğe göre selfie’nin doğuşu 1839’a dayanıyor. ABD’nin Philadelphia eyaletinde yaşayan Robert Cornelius’un 1839’da lamba mağazasının dışında çektiği fotoğrafın, tarihin ilk selfie’si olduğu tahmin ediliyor.

1914
Ve gençler kareye girer. Hem de telefonlara ön kameraların eklenmesinden önce, hemen herkesin yaptığı bir çekim yöntemiyle. 
Rus Çarının en küçük kızı Düşes Anastasia Nikolaevna, 1914’te, 13 yaşındayken çektiği ayna karşısı sefie’sini babasına gönderir. Babasına gönderdiği mektupta da “Ayna karşısında kendi fotoğrafımı çektim. Ellerim titrediği için çok zor oldu” yazar. 

1920
Babalar selfie’yi keşfeder.
New Yorklu fotoğrafçı Joseph Byron 1920’de arkadaşlarıyla birlikte bir binanın çatısında çektiği selfie de tarihe erkeklerin çektiği ilk selfie olarak geçer. 

1938
Ünlüler de katılıyor. Ünlü dünyasından ilk ayna selfie’si çeken ismin ise ABD’li efsanevi şarkıcı Frank Sinatra olduğu tahmin ediliyor.

1966
Gezgin selfie’ler…
Bu konuda milat olarak kabul edilen kare; Beatles üyesi 23 yaşındaki George Harrison’ın Hindistan’da Taç Mahal önünde çektiği selfie oluyor. 60’larda dünyayı dolaşan gençler arasında, tüm seyahatlerini selfie’lerle belgelemek de kısa sürede moda oluyor. 

2002
Sonunda selfie kelimesi icat edilir…
Avustralyalılar, kelimeleri sonuna -ie ekleyerek kısaltmalarıyla bilinir.
Bu yüzden, self portrait (self portre) kelimesinin “selfie” olarak kısaltılarak bir Avustralya online forumunda kullanılmasına şaşırmamak gerek.
Nathan Hope isimli bir genç 2002’de dudağının fotoğrafını çekerek “netlik için özür dilerim, selfie çekmiştim.” yazar. 

2004
Selfie teriminin internette ilk kullanılışı ise 2004’te Flickr’da gerçekleşiyor.

2012
Selfie’nin Oxford sözlüğüne girmesiyle selfie artık resmi bir kelime halini alıyor.

2013
Oxford Sözlükleri “selfie”yi yılın kelimesi seçti.

2014
Paylaşım rekorları kıran selfie. 2014 Oscar Ödül Töreni’nin sunucusu Ellen DeGeneres, tarihin en çok retweet edilen fotoğrafını çekmek istediğini söylemiş ve ödül törenindeki ünlüleri etrafına toplayarak bir selfie çekmişti. DeGeneres’in dileği gerçek oldu ve bu selfie 3 yıl boyunca Twitter’ın en çok paylaşılan fotoğrafı olma rekorunu elinde tuttu.

2016
Selfie çekerken ilk ölüm haberi Mart 2014’te geldi. ABD’nin Pittsburgh kentindeki Carnegie Mellon Üniversitesi ile Yeni Delhi’deki Indraprastha Enformasyon Enstitüsü’nün ortak araştırmasına göre, Hindistan’nın dünyada selfie ölümlerinde birinci sırada olduğu ortaya çıktı. Hindistan’ı sırasıyla Pakistan, ABD, Rusya ve Çin izledi.

2017
Selfie’nin sanat yolu açılıyor. Londra’nın en bilinen modern sanat galerilerinden Saatchi, 31 Mart 2017’de bir sanat dalı olarak selfie’nin önemini incelendiği farklı bir sergiye ev sahipliği yaptı. 
‘From Selfie to Self-Expression’ isimli sergide Tracey Emin, Van Gogh, Rafael Lozano-Hemmer, Rembrandt ve Cindy Sherman gibi önemli sanatçıların eserleri yanında dijital selfie’ler de yer aldı. Sergide artık birer ikon haline gelmiş fotoğrafların yanı sıra, dünyanın farklı noktalarından gönderilen yaklaşık 8 bin selfie’nin katıldığı selfie yarışmasından finale kalan kareler de yer aldı.

 

SelfIe, 2014’te ciddi bir yardım kampanyasının da aracı oldu. Meme kanseri hastası KIm Novak’ın 81 yaşında makyajsız bir selfIe çekip paylaşmasının ardından konu önce ünlülerin no make-up selfIe çekip arkadaşlarını da teşvik etmesine,  oradan da Cancer Research UK’ye bağış kampanyasına dönüştü. Kurum selfIe sayesİnde 6 günde 8 milyon pound topladığı büyük bir başarıyı yakalamış oldu. 

‘‘Kişi güzel görünmek ve güzelliği ile kabul görmek istiyor.’’

Dermatoloji Uzmanı Dr.  Esra Özgüroğlu hekim kimliğinin yanı sıra profesyonel fotoğraf da çekiyor. Sergiler aracılığıyla bizlerle paylaştığı fotoğraflarını Özgüroğlu şöyle ifade ediyor. “Anlık rastlaşmalar, hayatları birleştiren, hayatları ayıran, hayatlardan ayrılan, an(larda) kalan ve arta kalan iç ve/ya dış sesler, uğultular, sessizlikler, tekinsizlikler üzerinden zamanı aralıyor…”
Biz de Dr. Esra Özgüroğlu’ndan hem bir dermatolog hem de fotoğrafçı gözüyle selfie’yi değerlendirmesini istedik. 
“Bence selfie, sosyal medyanın insanlara dayattığı bir davranış modeli. Bu davranış insanların sürekli olarak kendini görme/gösterme isteğinden kaynaklanıyor.
Arada bir yapıldığında/paylaşıldığında kabul edilebilir. Ancak süreklilik ve sıklık arttığı zaman özgüven eksikliğine eşlik ettiğini düşünüyorum. Kişi sürekli kendini göstermek istiyorsa tabii ki güzel görünmek ve güzelliği ile kabul görmek istiyor. İşte bu noktada, kendini yeterli bulmuyorsa güzellik arayışlarına başvuruyor. 
Devreye medikal uygulamalar giriyor. 
Bunu yaptırmayanlar ise akıllı telefonların aplikasyonlarına başvuruyorlar. 
Gerçeklerden uzaklaşmayı kabul ediyorsak ve kendimizi sanal dünyaya teslim etmeye karar verdiysek bu uygulamaları başarılı görebiliriz.”

 

Geniş açı objektif kullandığınızı unutmayın!

Bu konuda, bugüne kadar pek çok ünlü ismin portre fotoğraflarını çeken önemli projelere imza atan Fotoğraf Sanatçısı Muhsin Akgün’e danıştık. 
Akgün, herhangi bir fotoğrafın buna selfie de dahil; en önemli unsurların; ışık, perspektif ve içerik olduğunun altını çizdi. Akgün’e göre mühim olan bir fotoğrafın telefon ya da fotoğraf makinası ile çekilmesinden ziyade çektiğiniz karenin estetik kaygılarınızı karşılıyor olması.
Bunun için de avantajları ve dezavantajları iyice hesaplamanız gerekiyor. Akgün, telefonların üzerinde genelde 28 mm geniş açı objektif olduğun altını çiziyor ve bunun yaratacağı deformasyonlara dikkat etmek gerektiğini söylüyor. Örneğin çok yakın mesafede yüzünüzün deforme olacağını bilmelisiniz.
Muhsin Akgün teknoloji ve fotoğraf arasındaki bağlantı için de; “Teknolojinin geldiği noktayı düşünürsek, bu programlara karşıyım gibi bir durum söz konusu olamaz. Sonucu daha iyi yapacaksa her türlü program kullanmakta sakınca yok bence. Amaç; sonucu estetik kaygılarınıza göre en iyi yapmak değil mi?” diyerek duruşunu ortaya koyuyor. 

Muhsin Akgün’ün selfie çekenlere tavsiyesi:
Işığı iyi ölçün, flaş kullanmayın ve geniş açı objektif kullandığınızı unutmayın. Bu yüzden çok yakın çekimlere karşı mesafenizi koruyun…’’

Bu da Vega’nın notu olsun; çekimlerde çok mutlu olduğumuz bir anı hatırlayarak, sevdiğiniz birine baktığınızı düşünerek çekim yaparsanız muhtemelen içten, güzel bir selfie çekmiş olacaksınız. 

Selfie’de makyajın rolü nedir?

“Selfie için en uygun makyaj teknikleri nelerdir, ne gibi hileler yaparak daha güzel görünebiliriz?” bütün bu soruların yanıtlarını da Make-up Artist Arzu Dericioğlu ’ndan aldık.  

*Selfie çekimin ana odağı yüz olduğu için, yüz hatlarını  belirginleştirmek en doğru hamle olacaktır. Bunun için de kontür (gölgelendirme) yapmak gerekiyor. 

*Elmacık kemiklerinin hemen altına, ince, hafif koyu renkte bir kontür en iyi sonucu verecektir. Bu işlem elmacık kemiklerinizi gergin ve yüksekte tutacaktır. 

*Çene hattınızı keskinleştirmek için yanaklara uyguladığınız kontürle aynı tonda bir uygulama da çeneye yapmalısınız. Türk kadınları çene hatlarının daha gergin ve keskin görünmesini seviyor. 

*Aydınlatıcı kullanımı yaşa göre farklılık gösterecektir. Eğer yüzünüzde çok fazla kırışıklık varsa highlighter (aydınlatıcı) doğru bir seçim olmaz. Çünkü parlaklık verdiğiniz takdirde kırışıklıklar daha da ön plana çıkar. 

*Çenenin alt kısmında highlighter kullandığınızda boynunuz daha ince görünür. 

*Büyük, kemerli ya da hafif düşük bir burnunuz varsa dudağın üstüne kontür işlemi uygulanabilir. Daha kalkık görünmesini istiyorsak; burnun altına kontür işledikten sonra üzerine çok hafif aydınlatıcı sürebilirsiniz. 

*Kontür her zaman derinleştirir, highlighter her zaman ön plana çıkartır. Göz rengine vurgu yapmak ve gözü daha çekik göstermek için gözün arpacık kısmına highlighter sürebilirsiniz. 

*Kontürü kesinlikle yanaklara kadar uzatmamamız gerekiyor. Çünkü yüzünüzün eğri durmasına sebep olur. 

*Çok açık renk tonlarda makyaj tercih ederseniz de selfie gün ışığında çekildiği için ruh gibi bir görüntü ortaya çıkacaktır.

Özçekimin teknolojik çekim kuvveti

Selfie bu kadar popüler olunca işin teknik kısmında da pek çok aplikasyon devreye girdi. Ücretli ve ücretsiz birçok uygulamadan söz etmek mümkün. Aralarından en çok kullanılanları sizler ile paylaştık. Gerçek zamanlı filtrelerden, makyaj özelliklerine, kolajlardan vinyetlere kadar birçok özelliği bu 5 uygulamada bulmanız mümkün.

SelfIe’nin teknik zorluklarını  aplikasyonlar yardımıyla yenebilirsiniz. Uygulamalar; beyaz saçı kapatmadan, beli inceltmeye, diş beyazlatmadan makyaja birçok seçenek sunuyor. 

Sweet Selfie

Sweet Selfie Play Store’da en çok öne çıkan selfie uygulamalarından biri. Ücretsiz olan bu uygulamada kolaj seçeneği ve akıllı düzenleme seçenekleri dikkat çekici. Aynı zamanda çıkarmalar ve filtreler gibi popüler özelliklere de sahip olan Sweet Selfie, blurlama, vinyet ve retro gibi seçenekler de sunuyor. Selfieyi düzenlerken saç stili değiştirme ve diş beyazlatma gibi özelliklerden de faydalanılmasını sağlayan uygulama, bünyesinde makyaj fonksiyonlarına da yer veriyor.

 

Facetune

Ücretli olan bu program, en güçlü selfie uygulamalarından biri olarak öne çıkıyor. Portrelerin kolayca düzenlenmesini sağlayan Facetune ile dişleri beyazlatabilir, gözlerdeki kırmızı yansımayı kaldırabilir, saçlardaki beyazları kapatılabilirsiniz. Arka planı bulanıklaştırarak selfilerin odağına kullanıcıyı yerleştiren uygulamanın, makyaj fonksiyonlarının bulunduğunu da ekleyelim.

 

Candy Camera

Selfielere gerçek zamanlı efektler eklemenizi sağlayan Candy Camera’da yüzden fazla efekt bulunuyor. Tıpkı Sweet Selfie’de olduğu gibi çıkartmalar ve kolajlar özelliğine sahip olan Candy Camera ‘sessiz kamera’ özelliğiyle de kamuya açık alanlarda dikkat çekmeden selfie çekmenizi sağlıyor. Uygulamanın öne çıkan özelliklerinden biri de ücretsiz sınırsız video arama. Böylece arkadaşlarınızla yüzünüzde gerçek zamanlı filtreler varken sınırsız bir şekilde konuşabiliyorsunuz.

 

Beauty Plus

Tıpkı Facetune gibi kullanıcıları aknelerden kurtaran ve dişleri parlatmanızı sağlayan Beaty Plus’ı diğerlerinden ayıran bir özelliği daha var. Selfielerin yanı sıra boydan çekilen fotoğrafları da düzenleyebilen uygulama kullanıcıların daha ince ve daha uzun görünmesini sağlayabiliyor. İlk olarak Asya’da çıkan uygulama ile, ten rengi tonunu da değiştirmek mümkün. ‘Eller serbest’ seçeneği sunan Beauty Plus, grup çekimlerinde yüzleri tanıma özelliğine de sahip.

 

Retrica

Bir selfie uygulamasının ötesinde fotoğraf düzenleme uygulaması olarak da öne çıkan Retrica, 100’den fazla çıkartması ve anlık olarak uygulanabilen filtreleriyle birçok kullanıcının gözdesi. Fotoğrafların yanı sıra video ve 
GIF içerikler oluşturulmasını sağlayan Retrica, basit arayüzü ile kullanım kolaylığı da sunuyor. Retrica’yı diğerlerinden ayıran özelliği ise bir topluluğa sahip olması. Böylece kullanıcılar fotoğraflarını oluştururken özel mesajlar aracılığıyla topluluktaki diğer kullanıcılarla iletişim kurabiliyor.

Selfie Çeken Maymun Davası

Bir maymun elinizdeki fotoğraf makinesini çalarak kendi fotoğrafını çekse, o fotoğrafın telif hakkı kime ait olurdu? Yakın geçmişte böyle bir olay yaşanmış ve fotoğraf makinesinin sahibi David Slater, fotoğrafı kullanmak isteyen hayvan hakları derneği PETA’yla ciddi bir dava savaşına girmişti. PETA, fotoğraftan gelir elde ederek bunu fotoğrafın sahibi Naruto ve türüne yatırım olarak döndürmek istediklerini belirtmişti. En sonunda maymunun telif hakkına sahip olmayacağına karar verilmiş ve dava çalkantılı bir şekilde sonuçlanmıştı.

Olay kapandı derken, PETA ile David Slater’ın anlaştığı açıklandı. Müzakereye göre fotoğraftan elde edilecek gelirlerin yüzde 25’ini Naruto ve türünün yaşam alanının korunması için harcanmasını kabul eden Slater, kendisini zengin eden Naruto’ya bu şekilde destek vermiş olacak.