Meme onarımı

/

Meme kanserinde onarım da tedavi kadar önemli

Meme kanseri, süt bezlerindeki veya kanallarındaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkan bir kanser türü. Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanseri geçiriyor ve bu olasılık haklı olarak kadınları korkutuyor. Erken teşhis ve uygun tedavi ile meme kanserinden ölüm oranının yüzde 4’e kadar gerilemesi ise umut veren gelişmelerden. Plastik cerrahlar bu tedavinin meme onarımı parçasını gerçekleştiriyor.

PROF. DR. AKIN YÜCEL
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

Meme kanserinin belirtileri arasında memede ele gelen kitle, meme derisinde çekinti, portakal kabuğu hâli, meme başında akıntı, koltuk altında şişlik ve nadiren de olsa ağrı yer alıyor. Bu belirtiler bazen elle muayeneyle teşhis edilebiliyor. Ancak erken teşhis genellikle radyolojik taramalarla mümkün olabiliyor. Şişlik ya da kitleler bazı hastalarda sert dokulu ve ağrılı, bazılarında ise yumuşak dokulu ve ağrısız olabiliyor. Meme kanseri metastaz yaparsa en sık akciğer, karaciğer ve kemik tutulumu oluyor. Bu metastazlar geç dönemde belirti verdiğinden sıklıkla radyolojik yöntemlerle saptanabiliyor.

MEME KANSERİNİN TANISI NASIL KONULUR?

Meme kanseri başlangıcı belirtiler göz önünde bulundurulduğunda diğer kanser türlerinden farklı seyreder. Erken evrede çok fazla semptoma sebep olmayan hastalığın bu nedenle erken teşhisi zordur. İleri evrelere kadar belirgin semptomlar nedeniyle hastalığın başlangıç evresinde teşhis edilebilmesi için kadınların düzenli olarak meme sağlığı taramasından geçmesi gerekir. Bu taramalar 40 yaş altı kadınlarda fizik muayene, meme ultrasonografi, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda ise fizik muayene, ultrasonografi ve mamografiyle yapılır. 40 ve 50 yaş arasında mamografi 2 yılda bir, 50 yaşın üzerindeki kişilerde ise her yıl yapılmasını tavsiye etmekteyiz.

Yoğun meme dokusu olan kadınlarda manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemine de ihtiyaç duyulabilir. Yüksek riskli kişilerde radyolojik taramalara daha erken yaşta başlanır.


Risk faktörleri

Meme kanserleri olgularının yaklaşık %10’u ailesel geçiş gösteriyor. Birinci dereceden akrabalarda erken yaşta gelişen meme kanseri ve yumurtalık kanseri en önemli risk faktörü. Bu hastaların bir kısmında kalıtsal olarak aktarılan genetik mutasyonlar bulunuyor.

Meme kanserinden sorumlu genetik mutasyonlar BRCA- 1 ve BRCA-2 dir. Kalıtsal meme kanseri hastalarının %20 ‘sinde BRCA-1 mutasyonuna rastlanır. BRCA-1 mutasyonu bulunanlarda yaşam boyu meme kanseri riski %36- 80, yumurtalık kanseri riski ise %27- 45’tir. BRCA-2 mutasyonu taşıyanlarda bu risk oranları meme için %45-84, yumurtalık kanseri için %10-20’dir. Her iki durumda da hasta yüksek riskli olarak kabul edilir, düzenli taramalar yahut Angelina Jolie’nin yaptığı gibi, meme dokusunun tedbir olarak alınması gibi çözümler düşünülebilir.

Diğer risk faktörleri arasında daha önceden meme kanseri geçirmiş olmak, 55 yaşının üzerinde olmak, erken adet görmeye başlayıp geç menopoza girmek, hiç çocuk doğurmamış olmak, hayatının bir döneminde hormon tedavisi görmüş olmak, obezite, hareketsizlik, sigara, alkol ve şeker tüketimi sayılabilir.


MEME KANSERİNDE FARKLI TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Meme kanseri teşhisi ilk olarak radyolog tarafından konulur.

Şüpheli bölgeden alınan biyopsi ile kanserin türü ve özellikleri belirlenir. Tedavinin planlaması onkolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, genel cerrah ve plastik cerrah tarafından yapılır. İleri evrelerde ameliyat öncesi neo- adjuvan kemoterapi verilerek tümör kitlesi küçültülür.

Cerrahi tedavi

Tümör çok erken dönemde yakalandıysa sadece tümörlü doku ya da memenin bir kadranı çıkarılır ve onkoplastik yöntemlerle meme şekillendirilir. Daha ileri evrelerde memenin tamamı alınabilir.

Eğer tümör meme başına yakınsa meme başı, deri tutulumu varsa deriyle birlikte memenin tamamının alınması gerekebilir. Koltuk altı lenf bezlerinde bir tutulum saptanmadıysa radyo izotop verilerek işaretlenen memeye en yakın “bekçi” lenf düğümleri çıkarılır ve incelemeye gönderilir. Eğer tutulum saptandıysa koltuk altı lenf düğümlerinin bir kısmı ya da tamamı alınır. Çıkan parçalar patolojik incelemeye gönderilir ve radyolojik bulgularla birlikte hastalığın evrelemesi yapılır. Gen mutasyonu saptanan hastalarda yumurtalıkların alınması da tavsiye edilir. Çocuk sahibi olmayan yüksek riskli hastalarda yumurta dondurma işlemi yapılıp yumurtalıklar alınabilir.

Kemoterapi

Onkoloji uzmanı tarafından hastalığın evresine göre bir tedavi protokolü belirlenir. Erken evrelerde kemoterapi gerekmeyebilir. Kemoterapi protokolleri tüm dünyada standarttır ve her yıl tekrar düzenlenerek ilan edilir. Son yıllarda akıllı ilaç kullanımı ile daha az yan etkilerle daha etkili sonuçlar alınıyor. İmmünoterapi ve kanser aşıları ile ilgili de yoğun çalışmalar sürdürülmekte. Metastaz gelişen hastalarda da kemoterapiye başvuruyoruz.

Radyoterapi

Radyasyon tedavisi, hastalığın evresine göre, kalan meme dokusunda kanser oluşumunun önüne geçmek amacıyla yapılır. Genellikle ameliyattan 3 hafta sonra başlanır ve seanslara bölünerek uygulanır. Gerek görülürse koltuk altı ve göğüs kafesindeki lenf düğümleri de ışınlanır.

Hormonoterapi

Eğer tümör hücreleri üreme yapay olarak menopoza sokulur. Böylece riskli hücrelerin östrojen hormonu tarafından uyarılması önlenir ve tekrarlama riski azaltılır. Baskılama tedavisine yaklaşık 5 yıl devam edilir.


Kanserli doku alınırken memenin korunması

Son yıllarda radikal cerrahi yöntemler yerini meme koruyucu cerrahilere bıraktı. Çok ileri evreler dışında meme cildi ve meme başı korunmakta, bu da plastik cerrahların daha başarılı onarımlar yapabilmelerine olanak sağlamakta. Angelina Jolie’nin ameliyatından beri artış gösteren koruyucu mastektomilerde de meme cildi ve meme başı korunmaktadır.


MEME ONARIMI: KİME, NE ZAMAN, HANGİ YÖNTEMLE?

Eşzamanlı Onarım

Meme cildinin korunduğu durumlarda aynı ameliyat sırasında uygun büyüklükte bir silikon protez konularak meme onarımı hemen gerçekleştirilir. Protez göğüs adalesinin altına konulabileceği gibi, çeşitli biyolojik materyallerle sabitlenerek adalenin önüne de yerleştirilebilir. Memeler çok büyük veya sarkıksa beraberinde meme küçültme ve dikleştirme işlemleri de gerçekleştirilir.

Hastanın radyoterapi alma olasılığı yüksekse silikon protez yerine büyüklüğü ayarlanabilen doku genişleticiler de kullanılabilir.

Radyoterapinin bitiminden birkaç ay sonra kalıcı protezlerle değiştirilirler. Hastanın ve cerrahın seçimine bağlı olarak protez yerine kendi dokuları da kullanılabilir.

Sıklıkla alt karın bölgesinden ya da sırttan kaldırılan dokular damarlı korunarak ya da mikrocerrahi yöntemlerle göğüs duvarına taşınırlar. Meme koruyucu cerrahilerin yaygınlaşması ile cilt kayıpları çok azaldığından dünyada yaygın olarak tercih edilen onarım yöntemi protezlerdir. Eşzamanlı meme onarımı fiziksel ve psikolojik sağlık için çok değerlidir.

Hastaların ameliyat ertesi bir organ eksikliği hissi yaşamadan uyanması psikolojilerine olumlu katkı yapar ve daha hızlı iyileşmelerine yardımcı olur. Tek taraflı meme eksikliğinde zamanla oluşabilecek duruş sorunlarının da önüne geçilmiş olur. Diyebiliriz ki kanserli dokuyu temizlemek hayat kurtarırken meme onarımı da hastayı hayata bağlar. Tümör tek taraflı bile olsa diğer memenin de boşaltılarak koruyucu mastektomi yapılması estetik açıdan daha tatmin edici sonuçların alınmasını sağlar.

Aksi halde simetrik bir görünüm elde etmek mümkün olmaz. İleri evre tümörü olan, cilt tutulumları olan hastalarda memenin tamamının cilt ile birlikte alınması gerekebilir.

Bu tür durumlarda ameliyat sırasında bir doku genişletici yerleştirip hastanın tedavilerinin tamamlanmasının ardından şişirmeye başlıyoruz.

Cilt yeterince genişlediğinde yerine kalıcı protezler koyuyoruz.

Eğer cilt kaybı çok fazlaysa, ameliyat ya da radyoterapi nedeniyle cilt hasarlanmışsa tek seçenek kendi dokularını kullanmak oluyor. Bu durumda sırttan ya da karından hazırladığımız dokuları kullanıyoruz.

Yağ enjeksiyonları

Son yıllarda yaygınlaşan yağ enjeksiyonları meme onarımlarının olmazsa olmaz bir parçası hâline geldi. Özellikle protezle yapılmış onarımlardan sonra incelmiş

cildi kalınlaştırmak, protezin görünürlüğünü azaltmak, düzensizlikleri giderek ve simetriyi korumak amacıyla yağ enjeksiyonları yapıyoruz. Yağ dokusu zengin kök hücre içeriği sayesinde ciltte oluşan radyoterapi hasırlarını gidermede de çok etkilidir.

Meme başı onarımları

Meme başı alındıysa ameliyattan 3-6 ay sonra meme başı onarımını gerçekleştiriyoruz. Bunun için genellikle yeni oluşturulan memenin cildini kullanarak meme başına benzer bir şekil veriyoruz. Etraftaki renkli kısmı ise sıklıkla dövme ile yapıyoruz. Bu yönde kendini geliştirmiş dövmecilere hastalarımızı yönlendiriyoruz.

Renkli kısım uyluk içinden alınan bir deri yaması ile de yapılabilir.

ERKEN TEŞHİS MEME ONARIMINDA DA ÖNEMLİ

Erken evrede teşhis edilen meme kanserlerinde meme derisi ve meme ucu korunarak onarım yapabilme şansı artıyor. En yaygın onarım biçimi, erken evre tümörlerde ve koruyucu mastektomilerde meme cildinin ve meme başının korunarak meme tamamının alınması ve aynı seansta silikon protez ile onarılmasıdır. Simetri sağlama açısından genellikle iki meme birden ameliyat edilerek protez yerleştirilir ve gerekiyorsa dikleştirme işlemi de eşzamanlı olarak yapılır. Genellikle birkaç ay sonra yapılan yağ enjeksiyonları ile estetik açıdan doyurucu sonuçlar elde edilmektedir.

MEME ONARIMI RİSKLİ BİR İŞLEM MİDİR?

Meme onarımları hem mastektominin hem de onarımın risklerini taşıdığından, diğer estetik meme ameliyatlarına göre daha yüksek riskli işlemlerdir.

Mastektomi sırasında cildin hasar görmesi, buna bağlı olarak protezin açığa çıkması ve alınmak zorunda kalması gibi sorunlar sık olmasa da yaşanabilir. Radyoterapi cilt ve yumuşak dokular üzerinde olumsuz etkiler bırakır ve komplikasyon riskini artırır.

Uzun dönemde meme asimetrileri, kapsül kontraktürleri, şekil bozuklukları gelişebilir.

ONARIM YAPILMAZSA NE OLUR?

Meme onarımı sadece meme eksikliğini, görüntüsünü düzelterek estetik ve psikolojik açıdan hastaları rahatlatmaz. Özellikle büyük memeli kadınlarda tek taraflı olarak memenin alınması gövdede ağırlık dengesinin değişmesine ve postür bozukluğuna neden olur. Omuz ağrısı ve omuz eklem hareket kısıtlılığı, kolda kas gücü kaybı, göğüs ön veya yan duvarında his kaybı hastalarda ağrı ve günlük yaşam aktivitelerinde kayıplara yol açabilir.

MEME ONARIMINDA GERÇEKÇİ BEKLENTİLERE SAHİP OLMALISINIZ

Meme onarımında kendi memenize en benzer sonuçlar oluşturmak hedeflenir. Alınacak sonucu belirleyen en önemli etmenler, kanserin evresi, dokuların durumu, radyoterapi alınıp alınmadığı ve genel sağlık durumunuzdur. Doku kalitesi iyi olan hastalarda estetik açıdan çok doyurucu sonuçlar almak mümkün olur. Unutulmaması gereken bir nokta da estetik açıdan tatmin edici sonuçlar alabilmek için genellikle birden çok kez işlem yapılması gerektiğidir. Tekrarlayan yağ enjeksiyonları ve protez hacminde yapılacak değişikliklerle hastaların beklentilerini karşılayacak sonuçlar elde edilebilir.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR, MEME ONARIMI HAYATA BAĞLAR

Meme kaybı kadınlarda vücut bütünlüğünün bozulmasına, buna bağlı ciddi psikolojik ve sosyal sorunlara yol açar. Özellikle eşzamanlı onarımlar hastaların mastektomi sonrası matem havasına girmelerine izin vermeden yeni bir mücadeleye sokar. Hastaların kısa sürede kendilerini tedirgin hissetmeden sosyal yaşantılarına, mesleklerine dönmelerini sağlar.

/

Her yönüyle meme estetiği

Memeler, kadın bedenine ait ve temel işlevi süt üretmek olan organlar olmasına karşın, büyüklüğü ve şekli, nasıl örtüleceği, ne kadarının görünebileceği gibi konular daha çok erkeklerin zihnini oyalamış, çağlar boyunca yöneticiler, din adamları, kanun koyucular, sanatçılar, modacılar, hekimler tarafından tartışılmıştır.

PROF. DR. AKIN YÜCEL
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

Memeler hemen her toplumda cinsel anlamlar da taşıdığından, mahrem kabul edildi ve örtülmeye zorlandı. Öte yandan kadın güzelliğinin önemli bir parçası olarak kabul gördü. İdeal ölçüler zamana ve farklı kültürlere göre değişiklik gösterse de, 19. yüzyılda başlayan globalleşmeden estetik meme anlayışı da nasibini aldı.

Victoria Çağı kadınlarının korseli, gösterişli, abartılı kıyafetlerinin aksine (solda) Altın Çağ kadınları rahatça hareket edebilecekleri bir giyim stiline sahip oldu. 

Victoria Dönemi (1837-1901): O dönemin modası olan abartılı korseler ve kafesli etekler, memeleri dolgun ve dik, beli ince ve kalçaları geniş göstermekteydi. İnce bel kadının henüz doğurmadığını, geniş kalça doğurabileceğini ve büyük memeler bebeğini besleyebileceğini ifade ediyordu.

Altın Çağ (1920’ler): Büyük savaş sırasında üretim faaliyetlerini üstlenen kadınlar, sosyal hayatta da yer almaya başladı. Bu dönemin modası androjeni idi. Kadın güzelliğinin önemli simgelerinden olan uzun saçlar, yerini kısa bob-style saçlara bıraktı. Küçük memeler, basık göğüs, dar kalçalar, oğlansı görünüm güzel bulunmaya başlandı. Vücut kıvrımlarını göstermeyen düz giysiler moda oldu. Bu giysilerle Çarliston dansı daha kolay yapılıyordu.

Masum, sevimli, cesur ve seksi. Marilyn Monroe efsanesine bitti demek mümkün değil, o bir sembol.

Hollywood’un Altın Çağı (1940’lar, 50’ler): Amerikan rüyasının parladığı yıllar. Tipik örnek Marilyn Monroe. Kıvrımlı bir vücut, büyük memeler, ince bel, geniş kalçalar. Sütyen vazgeçilmez oluyor, memeleri olduğundan büyük ve dik gösteren modeller geliştiriliyor.

“Kibrit Çöpü” olarak da anılan İngiliz model Twiggy’nin şansı, rivayete göre kuaförünün saçını kısacık kesmeyi önermesiyle açılmış.

1960’lar: Gençlerin kurulu toplumsal düzeni değiştirmeye çalıştığı, öğrenci hareketlerinin, üniversite işgallerinin yılları. Sosyalizmin tüm dünya gençlerini etkilediği dönem. Hippiler, uyuşturucu, Beatles, Rolling Stones, Che Guevara. Kadın modasını ise tek bir isim özetleyebilir, Twiggy. Küçük memeler, dar omuzlar, dar kalça, ince, uzun bacaklar, kırılgan ergen görünümü.

80’ler: Top model ve aerobik yılları. Gösterişli mankenler basında, televizyonda, sinemada. Tipik örnek Cindy Crawford. Uzun boy, geniş omuzlar, orta ya da büyük ama dik ve dolgun memeler, adaleli gergin bir karın, uzun bacaklar, atletik, ince ama kıvrımlı bir vücut. 80’li yıllar estetik cerrahinin ve meme protezlerinin de yaygınlaştığı yıllar.

90’lar: Bir tarafta Kate Moss’un simgeleştiği akım; sıska, anoreksik, oğlansı görünüm, solgun cilt, küçük memeler, dar kalçalar. Diğer tarafta, süpermodellerin atletik ama kıvrımları daha da belirginleşen vücut yapıları. Eva Herzigova’nın wonderbra’yı popülerleştirmesi ile meme protezlerine talebin artması.

Özgürce giyinmek ve güzel dekolteye sahip olmak istiyorlar. Meme estetiği, sahne ve podyum dünyasının vazgeçilmezleri arasında.

Postmodern dönem (2000’ler ve sonrası): Daha büyük beden modeller defilelerde boy göstermeye başladılar. Artan obezite de bu durumu yaratan önemli bir etken. Artık sağlıklı bir cilt, daha kıvrımlı ve dolgun vücutlar güzel kabul ediliyor.
J. Lo ile başlayan Latin kalçası modası, Kim Kardashian ile endişe verici boyutlara ulaştı. Büyük memeler, ince bel, gergin karın, geniş kalçalar. Brezilya kalçası ve meme protezi ameliyatları çok yaygınlaştı.

EN SIK YAPILAN ESTETİK İŞLEMLERDEN BİRİ: ESTETİK MEME CERRAHİSİ
Estetik meme cerrahisi, en sık yapılan Plastik Cerrahi ameliyatları arasında yer alıyor. Her yaş grubundan birçok kadın, memelerinin şeklinden ve büyüklüğünden memnun değil. Kimisi çok küçük ya da çok büyük olmasından, kimisi sarkık, ayrık, asimetrik ya da şeklinin bozuk olmasından şikayetçi.

ZAMANLAMA
Meme estetiği 18 yaşını doldurmuş ve meme gelişimini tamamlamış her kadına yapılabilir. Doğum sonrası oluşan deformitelerin düzeltilmesi için emzirmenin sona ermesinden en az 3 ay geçmesi ve kişinin normal kilosuna yaklaşmış olması gerekiyor. Aynı şekilde, kilolu hastaları da, hedefledikleri ve sürdürülebilir bir kiloya indikten sonra ameliyat etmek daha doğru. Ameliyat sonrasında ciddi kilo kaybı, meme şeklinin bozulmasına neden olabilir.


Aman Dikkat!

Kimse kendisine kondurmak istemese de, dünyada her sekiz kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanıyor. Bu nedenle yıllık radyolojik takipleri aksatmamak gerekli. Ailesinde meme kanseri olanların daha da dikkatli olması şart.


MEME BÜYÜTME AMELİYATLARI
Silikon protezlerin 1960’lı yıllarda hayatımıza girmesi ile birlikte, meme büyütme ameliyatları tüm dünyada en sık yapılan estetik ameliyatlar haline geldi. Hakkında çıkan olumsuz hikayelere ve ara sıra yaşanan uluslararası krizlere rağmen (FDA moratoryumu, PIP skandalı, ALCL krizi gibi) talep artarak devam etmekte. Büyük memelerin seksi olduğuna dair genel inanış ve bunun medyadaki görüntülerle sürekli teşvik edilmesi talebin artmasında önemli bir etken. Protez tasarımlarının iyileştirilmesi ve cerrahi tekniklerin gelişmesi sonucu meme büyütme ameliyatları güvenli işlemler haline geldi. Ameliyatlar eskisine göre çok daha zahmetsiz ve sonuçlar daha kalıcı, komplikasyonlar daha seyrek görülmekte.

Protez seçiminde dikkat edilmesi gereken, vücut yapısı ile uyumsuz büyüklüklerden uzak durmak. Protezin şeklinin damla mı yuvarlak mı olacağı, kas altına mı üstüne mi konulacağı, kesinin nereden yapılacağı hastanın anatomisine, doktorun ve hastanın tercihlerine göre değişir. Benim tercihim, zayıf hastalarda daha çok dual planda anatomik protezleri kullanmaktan yana.

ÜLKELERE GÖRE MEME BÜYÜKLÜKLERİ
Satılan sütyen ölçülerine göre yapılan bir çalışmada DD cup ile İskandinav ülkeleri, Rusya ve ABD en üst sıradalar. Avrupa’nın ve Güney Amerika’nın büyük bölümü, Avustralya ve Kanada C cup. Biz, diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, Hindistan, Pakistan, Afganistan, İran ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile birlikte B cup grubundayız. En küçük memeler ise Çin, Uzak Doğu ve Sahra altı Afrika’sı ülkelerinde.

Dolguyla meme büyütme Kulağa hoş gelse de ameliyatsız meme büyütme büyük bir risk. Enjekte edilen jeller uzun vadede, bazen tedavisi mümkün olmayan sorunlara yol açabiliyorlar.

YAĞ ENJEKSİYONLARI
Protezlerin görünürlüğünü azaltmak, asimetrileri gidermek, basık göğüs kafesi gibi anatomik sorunları düzeltmek, meme kanseri hastalarında cilt kalınlığını ve kalitesini artırmak amacı ile kullanıyoruz. Ancak tek başına meme büyütme amaçlı kullanıldığında, protez kadar etkili değil. Genellikle tekrarlanması gerekiyor, kistlere ve kanserle karıştırılabilen kalsifikasyonlara neden olabiliyor.

MEME ONARIMLARI
Meme kanseri tedavisinde koruyucu cerrahiler yaygınlaştığı için, protezlerle başarılı estetik sonuçlar alabiliyoruz.

Memenin tamamı alınmışsa sırttan ya da karından doku taşıyarak da onarım yapabiliyoruz. Meme kanseri hastalarının vücut bütünlüklerini geri kazanabilmeleri için gerekli olan bu ameliyatlar, genellikle birkaç seans gerektiriyor.

Meme küçüklüğü, asimetrisi ya da deformitesi çok rahatsız edici ise meme estetiği 18 yaşından daha erken uygulanabilir.

Sophia Loren’in Beverly Hills’de onuruna düzenlenen gecede (1957) yanına oturan Jayne Mansfield’e bakışı Hollywood’un efsane kareleri arasında yer alır.

Meme küçültme ve dikleştirme ameliyatlarını kendi geliştirdiğim yöntemle yapıyorum

Mamaplasti ameliyatlarında kendi geliştirdiğim yöntemi uyguluyorum.
Diğer tekniklerden farklı olarak memenin tüm kadranlarını ayrı ayrı şekillendiriyorum ve memelerin göğüs duvarı üzerindeki konumlarını değiştiriyorum.
Meme dokusu yetersiz ya da çok gevşekse, silikon protezle destekliyorum. Böylece en az izle, şeklini uzun süre koruyan, vücut yapısı ve hastanın istekleriyle uyumlu, yüksekte ve dik duran dolgun memeler elde etmeyi hedefliyorum. İyileşme süreci genellikle sıkıntısız; işlem çok az ağrıya yol açıyor ve hastalar birkaç gün içinde günlük yaşantılarına dönebiliyor.


HEM ESTETİK HEM SAĞLIK
Aslında meme küçültme ve büyütme ameliyatlarını sadece estetik bir işlem gibi düşünmemek lazım. Çok büyük memeler boyun, sırt ve omuz ağrılarına, omurga sorunlarına, meme altında kalan ciltte dermatolojik sorunlara yol açabiliyor.

Fazla büyük-küçük memeler özellikle genç kızların psikolojisini olumsuz etkilemekte, spordan uzaklaşmalarına ve kilo almalarına yol açmakta. Aynı şekilde memelerin asimetrik ya da şeklinin bozuk olması da kadınların özgüvenini sarsıyor, duygusal sorunlara yol açabiliyor.

Sharon Stone, 61 yaşında (2019’da) Vogue dergisine verdiği pozlarla çok konuşuldu. Stone, hayatını anlattığı kitapta iyi huylu kistlerini aldırmak için başvurduğu estetik cerrahın kendisine haber vermeden meme protezi taktığı iddiasıyla da gündeme gelmişti.

Peki, sorunlar neler?

Her cerrahide olduğu gibi, meme estetiğinde de komplikasyonlar yaşanabilir, istenmeyen sonuçlar alınabilir. Memeler hastanın beklediği şekilde ve büyüklükte olmayabilir, verilen şekil zamanla bozulabilir, uzun ve belirgin izler kalabilir, protez çevresinde kapsül kontraktürü gibi sorunlar gelişebilir. Bu tür durumlarda revizyon ameliyatları gerekebilir. Tüm estetik ameliyatlarda olduğu gibi, hastanın ne istediğini hekimine iyi anlatabilmesi, hekimin de ne yapabileceğini hastasına iyi açıklayabilmesi önemlidir. Ameliyat sonrası mutsuzlukların en önemli sebebi iki tarafın birbirlerini iyi anlayamamış olmasından kaynaklanır.


/

Plastik cerrahide son 10 yılın yenilikleri

Plastik Cerrahi’nin temelleri Antik Çağ’da atılmış, adını da anlamı şekillendirme olan yunanca ’Placticus’ kelimesinden almıştır. 1. Dünya Savaşı yıllarında yaralıları tedavi etmek, daha iyi bir görünüme kavuşturmak ve fonksiyonel kayıplarını telafi etmek amaçlı başlayan bu disiplin, zamanın ihtiyaçları doğrultusunda evrilerek günümüze ulaştı. Plastik Cerrahi’nin çağımızın en popüler tıp branşı olmasının nedeni zamanın değişimine ayak uydurması ve yeniliklere açık olmasıdır. Yeni yöntemler, ürünler ve teknolojilerle büyüyen plastik cerrahinin getirdiği yeniliklerin bazılarını Vega okurları için derledik.

BUSE KILIN ÇAPKINOĞLU
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

BİYOLOJİK VE ALLOPLASTİK MATERYALLER 
Geniş yanıklar vb. travmalar gibi derinin ve cilt altı dokunun yetersiz kaldığı bazı durumlarda, kadavradan elde edilen deri ürünleri, domuz ve sığır kalp zarından elde edilen deri materyalleri veya biyolojik olmayan ama deriyi taklit eden sentetik türevli deri materyalleri; kaybolan deriyi onarmak ve yeni doku yaması yapmak amaçlı kullanılmaktadır. 

Yine deri defekt alanı geniş olan kişilerde doku örneği alınarak laboratuvar ortamında yeni deri oluşturulabilmektedir.

Kemik ve kıkırdak defektlerinde de alloplastik materyallerden yararlanılmaktadır; böylelikle kişi kendi kemik veya kıkırdak dokusundan yama alınması için ekstra bir cerrahi operasyon geçirmek zorunda kalmaz.

KÖK HÜCRE
Kök hücreler; vücudumuzda bulunan, büyüme sırasında ve normal yaşam döngümüzde birden fazla hücre tipine dönüşme potansiyeli olan hücrelerdir. 

Tıbbın birçok alanında kök hücre tedavileri kullanılmaya başlanmıştır. Plastik cerrahide de geniş bir kullanım alanı mevcuttur. Yara izlerinin iyileştirilmesinde, yüz gençleştirmede, el gençleştirmede, meme onarımı ve bazı asimetri tedavilerinde kullanılmaktadır. 

Kök hücreler, kişinin kendi yağ dokusundan ayrıştırıldığı için bu işlem sırasında liposuction yapılmakta, kişi istemediği yağ dokusundan da kurtulmaktadır. Bu işlem sırasında isteğe bağlı olarak, hacim vermek amaçlı yüze yağ enjeksiyonu da yapılabilir. Yağ dokusu elimizde hazır olacağı için bu dokuları almak için ekstra bir işlem uygulanması gerekmez. 

PRP (Plateletten Zengin Plazma)
Kişinin kendi kanından hazırlanan PRP de Plastik cerrahide kendine geniş bir kullanım alanı bulmuştur. PRP; cildin parlaklığını ve kalitesini artırmak, akne skarlarını tedavi etmek, saç dökülmelerini azaltmak için bir mezoterapi ajanı olarak kullanılmaktadır. Mezoterapi, cildin gereken katmanına herhangi bir ürünün  iğne yoluyla enjekte edilmesine verilen isimdir. Enjekte edilen ürün ihtiyaca göre değişiklik gösterir, bu ürün; vitamin, hyalüronik asit, somon DNA veya PRP olabilir. PRP’nin elde edilmesi için kişiden kan alınmakta ve yaklaşık 15 dakikalık işlemden geçirilmektedir. PRP Klinik şartlarında rahatlıkla uygulanabilir. 

Isı hasarı, cildimizdeki kolajen dokuyu kısaltıp kalınlaştırır, bu cildi tutan bağların sıkılaşmasını, toparlanmasını sağlar.

LAZERLER
Lazer tedavisi uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Leke tedavisi, epilasyon, yara izlerinin (skar) tedavisi, dövme silme gibi işlemlerden sonra günümüzde vajina daraltma ve genital bölgede renk açma amaçlı da kullanılmaktadır. Vajina daraltmada % 50 oranında başarı sağlanmış, vajinoplasti ameliyatları bu işlem sayesinde azalmıştır.

SİMÜLASYON PROGRAMLARI
Estetik operasyon planlamasında hekimler ameliyat planını oluşturmak ve ameliyat sonrası nasıl bir görüntüyle karşılaşabileceğini hastayla paylaşabilmek için bazı programlar ve simulasyon cihazları kullanmaktadır. Bu sistemlerde, kişinin fotoğrafı sanal ortama aktarılarak gerçek zamanlı 3 boyutlu beden görüntüsü çıkartılır ve ameliyat sonrasını gösterir tahmini görüntüler elde edilir. Hem hasta sürprizle karşılaşmaz hem de planlama sırasında hekimiyle beraber ortak bir fikre varabilir.

3 boyutlu simülasyon programları sadece estetik cerrahide değil rekonstrüktif cerrahide de aktif olarak kullanılmaktadır. Mesela mandibular (alt çene) tümörlerinin tedavisinden sonra çoğunlukla mikrocerrahi ile 3 boyutlu serbest doku rekonstrüksiyonu (kemik-kas-cilt) gerekir. Simülasyon programları sayesinde, kemik dokudan ve ciltten kaçar cm uzunluk ve genişlikte doku alınacağı ve yeni şekil verilebilmesi için gerekli açılar ameliyat öncesinde hesaplanabilmektedir.

BİYOLOJİK VE ALLOPLASTİK MATERYALLER 
Geniş yanıklar vb. travmalar gibi derinin ve cilt altı dokunun yetersiz kaldığı bazı durumlarda, kadavradan elde edilen deri ürünleri, domuz ve sığır kalp zarından elde edilen deri materyalleri veya biyolojik olmayan ama deriyi taklit eden sentetik türevli deri materyalleri; kaybolan deriyi onarmak ve yeni doku yaması yapmak amaçlı kullanılmaktadır. 

Yine deri defekt alanı geniş olan kişilerde doku örneği alınarak laboratuvar ortamında yeni deri oluşturulabilmektedir.

Kemik ve kıkırdak defektlerinde de alloplastik materyallerden yararlanılmaktadır; böylelikle kişi kendi kemik veya kıkırdak dokusundan yama alınması için ekstra bir cerrahi operasyon geçirmek zorunda kalmaz.

VAKUM YARDIMLI CİHAZLAR
Vakumlu cihazlar, açık yaraların tedavisinde iyileşmeyi hızlandırmak amaçlı kullanılmakta idi. Meme onarımlarında da BRAVA isimli cihaz, boşaltılan meme dokusuna bağlanarak bir süre meme cildi genişletilmekte, sonrasında kendini yenileyen cilt dokusunun altı, kişinin kendinden alınan yağ dokusu ile doldurulmaktadır. 

İPLE YÜZ GERME TEKNİKLERİ 
50 yıl önce kullanılmaya başlanan tırtıklı ip teknolojisi günümüzde revize edilerek bazı yüz germe tekniklerinde kullanılmaktadır. Şeffafa yakın bu ipler, vücutta eriyebilir, sağlam yapıdadır ve üzerinde koniler bulunur. Bu koniler; yerleşimleri sayesinde sarkık dokularda asıcı etki yaratır. Cilt fazlalığı çok fazla olmayan, ameliyat istemeyen hastalarda kaş asma, yüz germe ve boyun germe amaçlı kullanılabilir. Etkisi yaklaşık 12-18 ay civarındadır. Etkileri yüz germe ameliyatları ile kıyaslanamaz ve geçici bir iyilik hali sağlarlar. 

B-LITE MEME IMPLANTI 
Dünyadaki en hafif yapılı silikon jel içeren meme protezidir. 25 yıllık bir AR-GE çalışması sonucu güvenilirliğini kanıtlamıştır. B-Lite, geleneksel silikon implantlara göre %30 oranında daha hafiftir. Meme onarımı ve meme büyütme operasyonu geçiren, özellikle büyük hacim isteyen kadınlarda ağırlıkların getireceği yan etkilerden (boyunda düzleşme, omurga eğriliği, erken dönemde memelerde sarkma) korunmak için oldukça etkili bir implant türüdür. 

RADYOFREKANS ETKİSİ İLE YÜZ GENÇLEŞTİRME CİHAZLARI
Isı hasarı, cildimizdeki kolajen dokuyu kısaltıp kalınlaştırır bu cildi tutan bağların sıkılaşmasını, toparlanmasını sağlar. Isı etkisi, vücudun onarım mekanizmalarını da harekete geçirdiği için cilt yenilenmesine katkıda bulunur. Radyofrekans temelli cihazlar, bu mekanizmaların işte bu yenileme etkisinden yararlanmaktadır. Ameliyat tercih etmeyen, yüz sıkılaştırma, yüz germe işlemleri tercih eden hastalarda bu teknoloji sık kullanılmaktadır. Fakat bu cihazlar gözle göremediğimiz bir etki ile çalıştıklarından kontrolsüz hasarlara yol açabilirler. Cilt ve cilt altı doku ısı etkisiyle yağ dokusunu eritme riskleri de bulunmaktadır. 


Pek Yakında…

4D Geliyor
3D simülasyon cihazlarının kullanımından bahsetmiştik, önümüzdeki yıl, 4 boyutlu sistemlere geçiş planlanmaktadır. Böylelikle bu cihazların kullanım alanı daha da yaygınlaşacak, mesela kişinin yüzüne yaptıracağı dolgunun bile iğne yerleri, ortalama hacmi önceden belirlenebilir olacaktır. 

Dayanıklı Botoks
En sık yapılan estetik müdahale olan Botulinum toksin uygulamasında daha uzun süreli toksin yapısının piyasaya sürülmesi planlanmaktadır. 4-6 ay yerine daha uzun süre etkisini koruyacak dayanıklı botoksun kullanım alanları ve olası riskleri ise henüz belli değil.