/

Hayvanlar âleminin en akıllı üyesi: Tilki

Kedi kadar çevik, becerikli, avcı; köpek kadar oyuncu ve sevimli bir koku uzmanı… Bu gösterişli, zeka ve kurnazlığıyla anılan, cana yakın hayvan, “Dünya Onlarla Güzel” sayfamızın konuğu oluyor.

ASLI DELİKARA

Adına öyküler, masallar kaleme alınmış, birçok kültürde aklını kullanması ile anılan tilki, köpekgiller ailesine mensup. Mükemmel adaptasyon yeteneği dolayısıyla tüm dünyaya yayılan tilkinin kutuplardan çöllere her coğrafya ve iklimde hayata tutunabilen 24 türü var. Ortalama 10 kg ağırlığında, boyu 40-80 cm arası değişen, kürklü, çok hızlı koşan, çok iyi işiten, keskin gözlü ve hassas burunlu bu hayvanlar; karnını doyurmak için insanların yanına kadar sokulabiliyor, yiyecek hırsızlığını da iyi beceriyor.

Tilkiler evcil değiller ancak tilkilerin insanlarla ilişkisi çok eskilere dayanmakta. 2011’de bulunan bir mezarda 16 bin yıllık bir insan vücudunun yanında tilki kalıntıları bulundu. Bunun, bulunan ilk insan-köpek mezarından yaklaşık 4000 yıl öncesine ait olduğunu hatırlatalım.

ÇOK MAHİR BİR AVCI
Köpekgiller olarak bilinen Canidae ailesinden gelseler de, kedinin yaşamsal öneme sahip yeteneklerini de taşıyorlar. Bazı türleri pençelerini açıp kapatabiliyor, ağaca tırmanabiliyor.
Bir tilkinin kemikleri, kendisiyle aynı ebatlarda bir köpeğin kemiklerine oranla %30 daha hafif, dolayısıyla hızlı hareket edebiliyor. Yetişkin bir kızıl tilki, 50km/s hızda koşuyor.

https://www.high-endrolex.com/19
Kutup tilkileri oldukça çetin iklim koşullarında yaşamak üzere evrimleşmiştir. Öyle ki, -70 dereceye kadar üşümek nedir bilmezler.

Tilkiler, 40 metre öteden gelen çıtırtıyı duyabiliyor.
Belgesellerde zıplayıp kar altına girerek avlanan tilkileri görmüşseniz açıklaması şu: Tilkiler avlanırken dünyanın manyetik alanını kullanabilirler. Bunu hassas kulaklarının yardımıyla, yer altındaki avı uyandırmadan yakalamak için, geçeceği alanı hesaplayıp o alana nokta dalışı yapması ile gözlemleyebiliyoruz.

Tilki senenin büyük bölümünü yalnız geçirir. Çiftleşme mevsiminden sonra erkek tilki dişinin yanında kalır ve yavruların bakımına yardım eder.
50 gün süren bir gebelikten ortalama 3-5 yavru dünyaya gelir (nadiren sadece 1 ya da 13 yavru olabilir). Yavrular ömürlerinin ilk iki haftası boyunca kördürler ve 4-6 hafta boyunca emzirilirler. Bir ay sonra ilk kez dünyayla tanışırlar.

Sürü hayvanı olmayan tilkiler, geceleri ortaya çıkar ve yalnız avlanırlar.

Eğer dişi tilki herhangi bir nedenden dolayı ölecek olursa, yavruların bakımını erkek tilki yalnız başına da yürütebilir.
Yavrular dört hafta sonra annelerinden bağımsızlığa, ve 10 ay sonra üreyebilecek olgunluğa ulaşırlar. Bir yaşına varınca da annelerini terk ederler. Bir tilki 12 yaşına kadar yaşayabilir.
Etçil olarak sınıflandırılsalar da, tilkiler neredeyse her şeyi yerler (meyve dahil) İnsanlarla bir arada yaşıyorlarsa onların çöp atıklarından dâhi beslenecek bir şey bulurlar.

Kadim kültürlerde genellikle olumlu vasıflar yüklenen tilkiler hemen hepsinde zekası ve kurnazlığıyla anılır.

Tilki Reynard, Ortaçağ alegorik Hollanda, İngiliz, Fransız ve Alman masallarının bir edebi döngüsüdür. Maceralarında diğer hayvanları aldatır ve onlara hayat dersi verir. 

Tilki mitolojide dişil enerjiyi, zekayı, kamuflaj yeteneğini simgeler.
Altay ve Yakut halkları Tilki’ye Atalar Kültünün emaneti olarak özel önem verirler.
Şamanizmde tilki; rehber hayvan ve bilgi taşıyıcı olarak özel önem taşır. Tilkinin zekasıyla zor durumlardan kurtulma becerisinin, şamanlara zor problemler karşısında çıkış yolunu göstermede yardımcı olacağına inanılır.

Fince’de Aurora (kuzey ışıkları) için kullanılan kelime “Revontulet”in anlamı kızıl tilki’dir. Fin mitolojisine göre kuzey ışıkları, karlarda hızla koşan bir tilkinin kuyruğundaki kar taneciklerini gökyüzüne saçmasıyla oluşmuştur. 

Bektaşilerde yolda giderken tilki görülmesi uğur sayılır. Bunun temelinde tilkinin Hızır olabileceğine dair inanç vardır.
Yöresel olarak, Tokat, Sivas, Çorum, Yozgat ve Amasya’nın bazı köylerinde yaşayan Beydili Türkmenleri (Sıraç Alevileri) tilkiye “Derviş” der. Evliyaların tilki kılığında dolaştığına inanırlar ve tilki vurmayı günah sayarlar.

Japon kültüründe ve özellikle de Şintoizm’de Tilki; sevilen bir ilahtır. Zekası ve kamuflaj yeteneği önemsenir.
Japon kültüründe ‘Kyubi no kitsune’ (Dokuz kuyruklu tilki) karakteri sınırsız bir öngörüye sahip, bilge bir hayvandır. Bu karakter Kore ve Çin mitolojisinde de görülür. Kuyruk sayısı arttıkça tilkinin bilgeliği ve güçleri de artar.
Doğu ve İslam Âleminde ise tilki; zeka, kurnazlık ve hırsızlık sembolüdür.

KÜÇÜK PRENS’İN ARKADAŞI
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Küçük Prens

Masalların yıldızı tilki en tanınan çocuk romanı Küçük Prens’te de kahramanın arkadaşıdır. Yazar Antoine de Saint-Exupéry, Sahra çölünde mahsur kalınca karşılaştığı çöl tilkisinin salyangozlarla beslenirken her kayada birkaç salyangoz bıraktığını onları yeniden çoğalacak sayıda ve ortamda bırakmaya özen gösterdiğini görür ve çok etkilenir. Küçük Prens’te tilki, bu bilgeliğiyle arkadaşına öğütler verecektir.

İNSANLARLA AYNI ORTAMDA YAŞAYABİLİYOR AMA EVCİLLEŞMİYOR
Medyada ara sıra yiyecek bulmak için şehre inen tilki haberi görmek mümkün. Yavruyken yiyeceğe alışırsa evi sahiplenen, kendini sevdiren, oyun oynamayı çok seven, karnı tokken diğer hayvanlara saldırmayan tilkilerin Türkiye’de evde beslenmesi yasak. En doğrusu yaralı yada yavru tilki bulunduysa evcilleştirmeye çalışılmadan Yaban Hayatı Merkezlerine teslim etmek. Bu merkezlerde tilki, sansar, baykuş gibi yaban hayvanları iyileşip/yeterli büyüklüğe erişince doğal ortamlarına salınıyor.

DÖNÜP DOLAŞIP GELECEĞİ YER KÜRKÇÜ DÜKKÂNI OLMASIN
Kürk endüstrisi, insanlığın vicdan muhasebesine en çok mâruz kaldığı sektörlerden biri. Tilkiler neredeyse gövdeleri kadar olan muhteşem kuyruklarıyla maalesef çiftliklerde en çok yetiştirilen, yetiştirilirken de kürkleri alınırken de büyük eziyet gören hayvanlar. Kürk düşkünleri, PETA’nın kürkü için hayvanlara ne işkenceler edildiği videoları izleseler vazgeçerler mi bilmem ama vaz geçmeliler… Moda dünyasının devleri çoktan gerçek kürk kullanmayı bıraktı bile. Sadece kürk değil; yılan ve timsah derisi de kullanmayacaklarını ilan etmekteler.


Kargayla Tilki 

Bir dala konmuştu karga cenapları; ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı, ona nağme yapmaya başladı:
“-Ooo! Karga cenapları, merhaba!
Ne kadar güzelsiniz, ne kadar şirinsiniz!
Gözüm kör olsun yalanım varsa. Tüyleriniz gibiyse sesiniz, Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
Keyfinden aklı başından gitti bay karganın.
Göstermek için güzel sesini
Açınca ağzını, düşürdü nevalesini.
Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim,
Size güzel bir ders vereceğim:
Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir,
Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir.”
Karga şaşkın, mahcup, biraz da geç ama,
yemin etti gayrı faka basmayacağına.

La Fontaine, Çeviren: Orhan Veli Kanık

La Fontaine’nin en meşhur masallarından biri  ‘Kargayla Tilki’dir. Çeviren Orhan Veli Kanık olunca ortaya şiir tadında bir masal çıkmış.


ASLI DELİKARA

Hacettepe Üniversitesi’nde Sosyoloji, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ÇED Uzmanlık Eğitimi aldı. Basında farklı alanlarda çalıştı, DİSK’te araştırma uzmanlığı ve proje koordinatörlüğü yaptı. 18 yıl önce tasarım, yayıncılık ve PR firması Turuncu İletişim’i kurdu. Halen TPRECD adına yayımlanan Plasticus ve Akın Yücel Klinik adına yayımlanan Vega dergilerinin yayın yönetmenidir.

Yorumunuz

Your email address will not be published.