/

Sanat eserleri, iklim aktivistlerinin hedefinde

“Just Stop Oil” (Sadece Petrolü Durdurun), “Stopp oljeletinga” (Petrolü Şimdi Durdur), “Ultima Generazione” (Son Nesil) ve “Extinction Rebellion” (Yokoluş İsyanı) gibi iklim aktivist grupları, içinde yaşadığımız gezegenin korunmasına dikkat çekmek adına dünyanın pek çok noktasında ikonik sanat eserlerine saldırılar düzenliyor. Son yıllarda dozu giderek artan bu eylemlere bakıldığında, aktivistlerin krizin boyutunu ve geri döndürülemez sonuçları konusunda farkındalık uyandırmak istediklerine tanıklık etmek mümkün.

YASİN BUĞRA LEVENT

Eserlerin korunduklarını bilerek bu eylemleri gerçekleştirdiklerini dile getiren aktivistler, dünya basınında yer alma amaçlarının hükümetlere ve yerel yöneticilere, daha fazla petrol ve gaz projesini imzalamamaları gerektiği mesajını vermek olduğunu ifade ediyor. Örneğin Birleşik Krallık’taki tüm yeni fosil yakıt üretim ve ruhsatlandırmasını durdurmayı amaçlayan sivil toplum kuruluşu Just Stop Oil’den bir sözcü verdiği bir röportajda “Biz barışçıl protestocularız. Kargaşaya neden olacağız, tablolara ve sanata saldıracağız, ancak bunu yalnızca hükümet Birleşik Krallık’taki yeni fosil yakıt varlıklarının sona erdirilmesi konusunda anlamlı bir açıklama yapana kadar yapıyoruz. Bu gerçekleşir gerçekleşmez yoldan çekiliyoruz” açıklamasında bulundu. Global arenada büyük tartışmalar yaratan bu protestolar ile taleplerini de tüm dünyaya iletmekte başarılı olmuş görünüyorlar.

Tarihte sanat eserlerine yönelik ilk saldırılar ne zaman gerçekleşti?

Tarihteki ilk sanat eseri saldırısı, 5. yüzyıla dayanıyor. Doğu Germen kavimlerinden Vandallar, M.S. 455 yılında 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nu istila ettikleri dönemde, kentte yer alan pek çok sanat eserini parçaladı.

Rus ressam Vasily Vereshchagin’in Viyana’daki sergisine 1885 yılında sanat tarihine iz bırakan bir saldırı gerçekleşti. Ülkesinde gördüğü baskıdan dolayı eserlerini Rusya’da sergileme fırsatı yakalayamayan Vereshchagin’in sanatı Katolik kilisesi tarafından da pek hoş karşılanmıyordu.

Katolik kilisesinin düzenlediği ayin sırasında rahiplerden biri Vereshchagin’in 6 tane eserine asit attı.

Rembrandt van Rijn – Gece Devriyesi

Sanat eserlerine saldıranlar yalnızca iklim aktivistleri değil

Sanat dünyasına damga vuran saldırıların bir kısmı akli dengesi yerinde olmayan kişiler tarafından gerçekleştirildi.

Örneğin Hollanda’nın en ünlü ressamlarından Rembrandt van Rjin imzasını taşıyan ve sanat tarihinin en gizemli eserlerinden “Gece Devriyesi”, üç kez saldırıya uğradı. 1911 yılında bıçaklanan tablo, aynı zamanda Hollanda’nın Naziler tarafından işgali sırasında bir sığınakta saklandı. 1975’te “Bunu yapmamı bana İsa söyledi” diyen bir saldırgan tarafından bir kez daha yırtıldı. Resim son olarak 1990’da ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden kaçtığı iddia edilen bir kişi tarafından asitli saldırıya uğradı ve cilası zarar gördü.

Michelangelo’nun 1400’lü yılların sonunda yaptığı Pieta heykelinin de 1972’de çekiçli saldırıya uğradığını ve bu saldırının ardından eserde kalıcı hasar meydana geldiğini biliyor muydunuz? Kendisinin İsa olduğuna inanan Avustralyalı prostestocu Laszlo Toth’un saldırıdan bir yıl önce Papa’ya bir mektup gönderdiği ortaya çıktı.

Toplumsal sorunlara dikkat çekmek isteyenlerin de hedefinde sanat eserleri var…

Mary Richardson isimli protestocu, 1914 yılında İspanyol ressam Diego Velazquez’in 1647-1651 yıllarında tamamladığı “Aynadaki Venüs” eserini satırla 7 yerinden kesti. Richardson, Londra Ulusal Galerisi’nde meydana gelen olayda İngiltere’de kadınların seçme hakkı elde edebilmesi için mücadele eden grubun lideri Emmeline Pankhurst’ın tutuklanmasını protesto etmek istediğini dile getirdi.

Richardson savunmasında “Mitoloji tarihinin en güzel kadını Venüs’e zarar vererek, modern tarihin en güzel karakteri Emmeline Pankhurst’a dikkat çekmek istedim. Eylemlerimden rahatsız olan varsa, şu an yaşayan güzel kadınlara nasıl zarar verdiklerini bir düşünsünler…” dedi. Ancak yıllar sonra arkadaşlarına şu itirafta bulunacaktı: “Erkeklerin sırf Aynadaki Venüs’ü görmek için akın akın galeriye dolup ona aç gözlerle bakmasına dayanamadım, resmi onun için parçalamak istedim.”

Saldırıya uğradıktan sonra ülkenin en iyi restoretörleri resmi onarmaya başladılar. Kısa bir süre sonra restore edilen Aynadaki Venüs 3 ay sonra güvenlik önlemleri artırılmış şekilde eski yerine asılıp polarize ışıkla korunmaya başlandı.

Çeşitli sorunlara ve adaletsizliklere dikkat çekmek adına sanat eserleri tarih boyunca çeşitli saldırılara uğradı. Aktivistlerin de görünür olmayı ve yankı uyandırmayı hedeflediklerini söylemek mümkün. Ancak seçtikleri bu yöntemler gerek sanatçıları gerekse kamuoyunu hayli tedirgin ediyor. Giderek şiddetlenen iklim krizi, dünyanın en önemli sorunlarından biri olsa da, bir sanat eserine bu soruna dikkat çekmek için saldırıya uğramasını bir

tutabilmek mümkün değil. Biz de Vega editörleri olarak, sanat eserlerinin evrensel değerler olduğunu düşünüyor; dolayısıyla onlara saldırılmasını etik, doğru ve yaratıcı bulmuyoruz.

Dolayısıyla iklim değişikliğinin ülkelerin gündemine alınıp, dünyadaki iklim krizine karşı farkındalığın geliştirilmesi şart. Ancak bunun şiddetle değil, doğayla olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesiyle olacağını düşünüyoruz.

Sanat eserlerine zarar vermenin kanundaki cezası nedir?

Sanat eserlerine yönelik saldırıların kanundaki yerini Avukat Memedali Barış Beşli’ye sorduk:

“Hukuk sistemimizde sanat eserlerine zarar verme ile ilgili özel bir düzenleme bulunmuyor. Sanat eserlerine verilen zararlar mala zarar verme suçu çerçevesinde değerlendirilecektir. Mala zarar verme suçunun cezası üç ya da dört yıl kadar hapis veya adli para cezasıdır ve şikâyete tabi bir suçtur. Suçun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak, radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak işlenmesi halinde ceza bir katına kadar artırılır.

Ceza kanunumuzdaki diğer bir düzenleme ise ibadethaneler ve mezarlıklardaki eşyalara verilen zarar suçudur. Bu çerçevede ise ibadethane veya mezarlıkta bulunan sanat eserlerine zarar vermenin cezası bir yıldan dört yıla kadar hapistir. Bu yerlerde bulunan sanat eserlerine karşı fiillerin, ilgili dini inanışı benimseyen toplum kesimini tahkir maksadıyla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.”

Saldırıya uğrayan bazı sanat eserleri

  • Van Gogh’un “Ayçiçeği” tablosundan “İnci Küpeli Kız”a kadar pek çok sanat eseri aktivistlerin saldırısına uğradı.
  • Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenen “Mona Lisa” tablosu, yaşlı bir kadın kılığında tekerlekli sandalyeyle tablonun yanına yaklaşarak kremalı pasta fırlatan iklim aktivisti tarafından saldırıya uğradı.
  • Ultima Generazione (Son Nesil) üyeleri, Boticelli’nin “Primavera” tablosuna ellerini yapıştırdılar.
  • Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) üyeleri, Pablo Picasso’nun ünlü tablosu “Kore’de Katliam”a ellerini yapıştırdılar.
  • Just Stop Oil (Sadece Petrolü Durdurun) grubunun iki üyesi, Londra’daki National Gallery’de sergilenen Vincent Van Gogh’un “Ayçiçekleri” tablosuna domates çorbası döktü.
  • Letzte Generation (Son Kuşak), Claude Monet’in National Gallery’de sergilenen “Saman Yığınları” adlı eserine patates püresi fırlattı.
  • Just Stop Oil (Petrolü Durdurun), Mauritshuis Müzesi’nde sergilenen “İnci Küpeli Kız” tablosuna domates çorbasıyla saldırdı.
  • Last Generation (Son Nesil), Roma’da sergilenen Hollandalı ressam Van Gogh’un ‘‘Ekici’’ isimli tablosuna sebze püresiyle saldırı gerçekleştirdi.
  • Norveç’te Stopp oljeletinga (Petrol Aramayı Durdurun) adlı iklim aktivistleri, kendilerini “Çığlık” tablosuna yapıştırmaya çalıştı.
  • Last Generation (Son Nesil), Gustav Klimt’in Viyana’da bulunan “Ölüm ve Yaşam” tablosuna siyah boya fırlattı.

BUĞRA LEVENT

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tam burslu olarak Turizm İşletmeciliği eğitimi aldı. Group Medya bünyesindeki Women's Health, Psychologies, Trendsetter İstanbul gibi dergilerde online editörlük ve sosyal medya yöneticiliği; Artam Global Art&Design ve Yapı Kredi Crystal dergilerinde editörlük yaptı. InStyle ve Robb Report dergilerinin web sitelerine moda konularıyla katkıda bulundu. Gardırop adlı online kadın ve moda dergisinin konular editörlüğünü üstlendi. Tutkuyla bağlı olduğu editörlüğe şimdilerde iki erkek moda markasında, büyük bir heyecanla devam ediyor.

Yorumunuz

Your email address will not be published.