Meme kanseri, süt bezlerindeki veya kanallarındaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkan bir kanser türü. Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanseri geçiriyor ve bu olasılık haklı olarak kadınları korkutuyor. Erken teşhis ve uygun tedavi ile meme kanserinden ölüm oranının yüzde 4’e kadar gerilemesi ise umut veren gelişmelerden. Plastik cerrahlar bu tedavinin meme onarımı parçasını gerçekleştiriyor.
PROF. DR. AKIN YÜCEL
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Meme kanserinin belirtileri arasında memede ele gelen kitle, meme derisinde çekinti, portakal kabuğu hâli, meme başında akıntı, koltuk altında şişlik ve nadiren de olsa ağrı yer alıyor. Bu belirtiler bazen elle muayeneyle teşhis edilebiliyor. Ancak erken teşhis genellikle radyolojik taramalarla mümkün olabiliyor. Şişlik ya da kitleler bazı hastalarda sert dokulu ve ağrılı, bazılarında ise yumuşak dokulu ve ağrısız olabiliyor. Meme kanseri metastaz yaparsa en sık akciğer, karaciğer ve kemik tutulumu oluyor. Bu metastazlar geç dönemde belirti verdiğinden sıklıkla radyolojik yöntemlerle saptanabiliyor.
MEME KANSERİNİN TANISI NASIL KONULUR?
Meme kanseri başlangıcı belirtiler göz önünde bulundurulduğunda diğer kanser türlerinden farklı seyreder. Erken evrede çok fazla semptoma sebep olmayan hastalığın bu nedenle erken teşhisi zordur. İleri evrelere kadar belirgin semptomlar nedeniyle hastalığın başlangıç evresinde teşhis edilebilmesi için kadınların düzenli olarak meme sağlığı taramasından geçmesi gerekir. Bu taramalar 40 yaş altı kadınlarda fizik muayene, meme ultrasonografi, 40 yaşın üzerindeki kadınlarda ise fizik muayene, ultrasonografi ve mamografiyle yapılır. 40 ve 50 yaş arasında mamografi 2 yılda bir, 50 yaşın üzerindeki kişilerde ise her yıl yapılmasını tavsiye etmekteyiz.
Yoğun meme dokusu olan kadınlarda manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemine de ihtiyaç duyulabilir. Yüksek riskli kişilerde radyolojik taramalara daha erken yaşta başlanır.
Risk faktörleri
Meme kanserleri olgularının yaklaşık %10’u ailesel geçiş gösteriyor. Birinci dereceden akrabalarda erken yaşta gelişen meme kanseri ve yumurtalık kanseri en önemli risk faktörü. Bu hastaların bir kısmında kalıtsal olarak aktarılan genetik mutasyonlar bulunuyor.
Meme kanserinden sorumlu genetik mutasyonlar BRCA- 1 ve BRCA-2 dir. Kalıtsal meme kanseri hastalarının %20 ‘sinde BRCA-1 mutasyonuna rastlanır. BRCA-1 mutasyonu bulunanlarda yaşam boyu meme kanseri riski %36- 80, yumurtalık kanseri riski ise %27- 45’tir. BRCA-2 mutasyonu taşıyanlarda bu risk oranları meme için %45-84, yumurtalık kanseri için %10-20’dir. Her iki durumda da hasta yüksek riskli olarak kabul edilir, düzenli taramalar yahut Angelina Jolie’nin yaptığı gibi, meme dokusunun tedbir olarak alınması gibi çözümler düşünülebilir.
Diğer risk faktörleri arasında daha önceden meme kanseri geçirmiş olmak, 55 yaşının üzerinde olmak, erken adet görmeye başlayıp geç menopoza girmek, hiç çocuk doğurmamış olmak, hayatının bir döneminde hormon tedavisi görmüş olmak, obezite, hareketsizlik, sigara, alkol ve şeker tüketimi sayılabilir.
MEME KANSERİNDE FARKLI TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Meme kanseri teşhisi ilk olarak radyolog tarafından konulur.
Şüpheli bölgeden alınan biyopsi ile kanserin türü ve özellikleri belirlenir. Tedavinin planlaması onkolog, radyasyon onkolojisi uzmanı, genel cerrah ve plastik cerrah tarafından yapılır. İleri evrelerde ameliyat öncesi neo- adjuvan kemoterapi verilerek tümör kitlesi küçültülür.
Cerrahi tedavi
Tümör çok erken dönemde yakalandıysa sadece tümörlü doku ya da memenin bir kadranı çıkarılır ve onkoplastik yöntemlerle meme şekillendirilir. Daha ileri evrelerde memenin tamamı alınabilir.
Eğer tümör meme başına yakınsa meme başı, deri tutulumu varsa deriyle birlikte memenin tamamının alınması gerekebilir. Koltuk altı lenf bezlerinde bir tutulum saptanmadıysa radyo izotop verilerek işaretlenen memeye en yakın “bekçi” lenf düğümleri çıkarılır ve incelemeye gönderilir. Eğer tutulum saptandıysa koltuk altı lenf düğümlerinin bir kısmı ya da tamamı alınır. Çıkan parçalar patolojik incelemeye gönderilir ve radyolojik bulgularla birlikte hastalığın evrelemesi yapılır. Gen mutasyonu saptanan hastalarda yumurtalıkların alınması da tavsiye edilir. Çocuk sahibi olmayan yüksek riskli hastalarda yumurta dondurma işlemi yapılıp yumurtalıklar alınabilir.
Kemoterapi
Onkoloji uzmanı tarafından hastalığın evresine göre bir tedavi protokolü belirlenir. Erken evrelerde kemoterapi gerekmeyebilir. Kemoterapi protokolleri tüm dünyada standarttır ve her yıl tekrar düzenlenerek ilan edilir. Son yıllarda akıllı ilaç kullanımı ile daha az yan etkilerle daha etkili sonuçlar alınıyor. İmmünoterapi ve kanser aşıları ile ilgili de yoğun çalışmalar sürdürülmekte. Metastaz gelişen hastalarda da kemoterapiye başvuruyoruz.
Radyoterapi
Radyasyon tedavisi, hastalığın evresine göre, kalan meme dokusunda kanser oluşumunun önüne geçmek amacıyla yapılır. Genellikle ameliyattan 3 hafta sonra başlanır ve seanslara bölünerek uygulanır. Gerek görülürse koltuk altı ve göğüs kafesindeki lenf düğümleri de ışınlanır.
Hormonoterapi
Eğer tümör hücreleri üreme yapay olarak menopoza sokulur. Böylece riskli hücrelerin östrojen hormonu tarafından uyarılması önlenir ve tekrarlama riski azaltılır. Baskılama tedavisine yaklaşık 5 yıl devam edilir.
Kanserli doku alınırken memenin korunması
Son yıllarda radikal cerrahi yöntemler yerini meme koruyucu cerrahilere bıraktı. Çok ileri evreler dışında meme cildi ve meme başı korunmakta, bu da plastik cerrahların daha başarılı onarımlar yapabilmelerine olanak sağlamakta. Angelina Jolie’nin ameliyatından beri artış gösteren koruyucu mastektomilerde de meme cildi ve meme başı korunmaktadır.
MEME ONARIMI: KİME, NE ZAMAN, HANGİ YÖNTEMLE?
Eşzamanlı Onarım
Meme cildinin korunduğu durumlarda aynı ameliyat sırasında uygun büyüklükte bir silikon protez konularak meme onarımı hemen gerçekleştirilir. Protez göğüs adalesinin altına konulabileceği gibi, çeşitli biyolojik materyallerle sabitlenerek adalenin önüne de yerleştirilebilir. Memeler çok büyük veya sarkıksa beraberinde meme küçültme ve dikleştirme işlemleri de gerçekleştirilir.
Hastanın radyoterapi alma olasılığı yüksekse silikon protez yerine büyüklüğü ayarlanabilen doku genişleticiler de kullanılabilir.
Radyoterapinin bitiminden birkaç ay sonra kalıcı protezlerle değiştirilirler. Hastanın ve cerrahın seçimine bağlı olarak protez yerine kendi dokuları da kullanılabilir.
Sıklıkla alt karın bölgesinden ya da sırttan kaldırılan dokular damarlı korunarak ya da mikrocerrahi yöntemlerle göğüs duvarına taşınırlar. Meme koruyucu cerrahilerin yaygınlaşması ile cilt kayıpları çok azaldığından dünyada yaygın olarak tercih edilen onarım yöntemi protezlerdir. Eşzamanlı meme onarımı fiziksel ve psikolojik sağlık için çok değerlidir.
Hastaların ameliyat ertesi bir organ eksikliği hissi yaşamadan uyanması psikolojilerine olumlu katkı yapar ve daha hızlı iyileşmelerine yardımcı olur. Tek taraflı meme eksikliğinde zamanla oluşabilecek duruş sorunlarının da önüne geçilmiş olur. Diyebiliriz ki kanserli dokuyu temizlemek hayat kurtarırken meme onarımı da hastayı hayata bağlar. Tümör tek taraflı bile olsa diğer memenin de boşaltılarak koruyucu mastektomi yapılması estetik açıdan daha tatmin edici sonuçların alınmasını sağlar.
Aksi halde simetrik bir görünüm elde etmek mümkün olmaz. İleri evre tümörü olan, cilt tutulumları olan hastalarda memenin tamamının cilt ile birlikte alınması gerekebilir.
Bu tür durumlarda ameliyat sırasında bir doku genişletici yerleştirip hastanın tedavilerinin tamamlanmasının ardından şişirmeye başlıyoruz.
Cilt yeterince genişlediğinde yerine kalıcı protezler koyuyoruz.
Eğer cilt kaybı çok fazlaysa, ameliyat ya da radyoterapi nedeniyle cilt hasarlanmışsa tek seçenek kendi dokularını kullanmak oluyor. Bu durumda sırttan ya da karından hazırladığımız dokuları kullanıyoruz.
Yağ enjeksiyonları
Son yıllarda yaygınlaşan yağ enjeksiyonları meme onarımlarının olmazsa olmaz bir parçası hâline geldi. Özellikle protezle yapılmış onarımlardan sonra incelmiş
cildi kalınlaştırmak, protezin görünürlüğünü azaltmak, düzensizlikleri giderek ve simetriyi korumak amacıyla yağ enjeksiyonları yapıyoruz. Yağ dokusu zengin kök hücre içeriği sayesinde ciltte oluşan radyoterapi hasırlarını gidermede de çok etkilidir.
Meme başı onarımları
Meme başı alındıysa ameliyattan 3-6 ay sonra meme başı onarımını gerçekleştiriyoruz. Bunun için genellikle yeni oluşturulan memenin cildini kullanarak meme başına benzer bir şekil veriyoruz. Etraftaki renkli kısmı ise sıklıkla dövme ile yapıyoruz. Bu yönde kendini geliştirmiş dövmecilere hastalarımızı yönlendiriyoruz.
Renkli kısım uyluk içinden alınan bir deri yaması ile de yapılabilir.
ERKEN TEŞHİS MEME ONARIMINDA DA ÖNEMLİ
Erken evrede teşhis edilen meme kanserlerinde meme derisi ve meme ucu korunarak onarım yapabilme şansı artıyor. En yaygın onarım biçimi, erken evre tümörlerde ve koruyucu mastektomilerde meme cildinin ve meme başının korunarak meme tamamının alınması ve aynı seansta silikon protez ile onarılmasıdır. Simetri sağlama açısından genellikle iki meme birden ameliyat edilerek protez yerleştirilir ve gerekiyorsa dikleştirme işlemi de eşzamanlı olarak yapılır. Genellikle birkaç ay sonra yapılan yağ enjeksiyonları ile estetik açıdan doyurucu sonuçlar elde edilmektedir.
MEME ONARIMI RİSKLİ BİR İŞLEM MİDİR?
Meme onarımları hem mastektominin hem de onarımın risklerini taşıdığından, diğer estetik meme ameliyatlarına göre daha yüksek riskli işlemlerdir.
Mastektomi sırasında cildin hasar görmesi, buna bağlı olarak protezin açığa çıkması ve alınmak zorunda kalması gibi sorunlar sık olmasa da yaşanabilir. Radyoterapi cilt ve yumuşak dokular üzerinde olumsuz etkiler bırakır ve komplikasyon riskini artırır.
Uzun dönemde meme asimetrileri, kapsül kontraktürleri, şekil bozuklukları gelişebilir.
ONARIM YAPILMAZSA NE OLUR?
Meme onarımı sadece meme eksikliğini, görüntüsünü düzelterek estetik ve psikolojik açıdan hastaları rahatlatmaz. Özellikle büyük memeli kadınlarda tek taraflı olarak memenin alınması gövdede ağırlık dengesinin değişmesine ve postür bozukluğuna neden olur. Omuz ağrısı ve omuz eklem hareket kısıtlılığı, kolda kas gücü kaybı, göğüs ön veya yan duvarında his kaybı hastalarda ağrı ve günlük yaşam aktivitelerinde kayıplara yol açabilir.
MEME ONARIMINDA GERÇEKÇİ BEKLENTİLERE SAHİP OLMALISINIZ
Meme onarımında kendi memenize en benzer sonuçlar oluşturmak hedeflenir. Alınacak sonucu belirleyen en önemli etmenler, kanserin evresi, dokuların durumu, radyoterapi alınıp alınmadığı ve genel sağlık durumunuzdur. Doku kalitesi iyi olan hastalarda estetik açıdan çok doyurucu sonuçlar almak mümkün olur. Unutulmaması gereken bir nokta da estetik açıdan tatmin edici sonuçlar alabilmek için genellikle birden çok kez işlem yapılması gerektiğidir. Tekrarlayan yağ enjeksiyonları ve protez hacminde yapılacak değişikliklerle hastaların beklentilerini karşılayacak sonuçlar elde edilebilir.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR, MEME ONARIMI HAYATA BAĞLAR
Meme kaybı kadınlarda vücut bütünlüğünün bozulmasına, buna bağlı ciddi psikolojik ve sosyal sorunlara yol açar. Özellikle eşzamanlı onarımlar hastaların mastektomi sonrası matem havasına girmelerine izin vermeden yeni bir mücadeleye sokar. Hastaların kısa sürede kendilerini tedirgin hissetmeden sosyal yaşantılarına, mesleklerine dönmelerini sağlar.