/

Dünyanın en çok talep gören bakterisi: Botulinum toksin (botoks)

“Her şey zehirdir, mühim olan dozudur”. Bu ünlü söz, Toksikoloji’nin babası Paracelsus’a ait. Sözün aslı Almancadır ve şöyledir: “Alle dinge sind gift und nichts ist ohne gift; allein die dosis macht, dass ein ding kein gift ist.” Meali ise şudur: “her şey zehirdir ve hiçbir şey zehirsiz değildir. Bir şeyi zehirsiz yapan dozudur.” Bu cümle, yarım litresi tüm insanları öldürmeye yeten, siyanürden 100 kat daha güçlü, ancak tıpta birçok alanda kullanılar BotulInum Toksin’i, bilinen adıyla Botoks’u anlatırken bize yardımcı olacak.

PROF. DR. AKIN YÜCEL
ILLUSTRASYON: SERHAT GÜRPINAR

Estetik endüstrisinin en çok talep gören bu bakteri proteini,  bulunuşundan yaygınlaşmasına dek bilim tarihi için de pazarlama dünyası için de ilgi çekici bir hikaye. Yaratıcısının kozmetik kullanımıyla pek ilgilenmediği, başlangıçta şaşılık tedavisindeki başarısı ile göz dolduran Botoks, günümüzde kozmetik kullanımının yanı sıra migrenden, çiğneme problemlerine, idrar kaçırmadan terlemeye dek birçok rahatsızlığın tedavisinde güvenle kullanılıyor. Peki nasıl oluyor?

GÖZ DOKTORU ALAN SCOTT’UN KEŞFİ 
45 yıl önce, göz doktoru Alan Scott, görme nedeniyle üç başarısız ameliyat geçiren bir hastaya yardım etmek için eşi görülmemiş bir yol denedi: Dünyanın en ölümcül zehri olan evcilleştirilmiş bir botulizm toksinini hastanın göz kaslarına enjekte etti. Sonuç başarılı oldu ve Scott daha sonra Botoks olarak anılacak olan şeyin babası olarak selamlandı. Kasların sinirlere verdiği sinyali geçici olarak bloke eden bu madde buna ihtiyaç duyulan alanlarda kullanılmaya başlandı ama asıl büyük çıkış, yüzde kırışıklık yaratan kaslara uygulanması prosedürü ile oldu. New York Times’ın “tıbbın koli bandına yanıtı” adını verdiği bu çok amaçlı kullanım alanına sahip sıvı, bir bakteri proteinidir. Yılan zehiri ile hiçbir zaman ilgisi olmadı. Konserve yiyeceklerde eğer uygun saklanma koşulları sağlanmazsa oluşabilen bu bakterinin adı ise sosisten geliyor. 

Geçmişte sosislerden insanların zehirlenmesi üzerine buna sebep olan bakteriyi ayrıştırmayı başaran Belçikalı bakteriyolog Emile van Ermengem, bir cenazede servis edilen kan sosisiyle bağlantılı ölümcül bir salgın üzerinde çalıştıktan sonra, botulizmden sorumlu bakteriyi tespit etti (1895) ve bu bakteriye, “sosis-botolus” kelimesinden türeyen “Botulinum Toksin” adını verdi. 

Botoks, tortularda ve ayrıca bazı hayvanların ve balıkların bağırsak yollarında doğal olarak bulunan Clostridium botulinum bakterisinin sporlarından oluşur.  İlaç kendisini iskelet kası, sinir uçları, beyin ve bazı düz kaslardaki reseptörlere bağlayarak nörotransmitter asetilkolin salınımını engeller.  

Botoks, sinirlerin kaslara kasılmak için sinyal göndermesini engelleyerek, kasları kısa süreli olarak felç eder. Dr. Scott, 1970’lerin başında, laboratuvar testi maymunlarının (göz kaslarının), ilaç enjeksiyonuna yanıt verdiğini keşfeden ilk kişiydi. Botulinum toksinin etkisinin hedeflenen kasla sınırlı olduğunu, oldukça uzun sürebileceğini ve yan etkisi olmadığını buldu. Ürün ilk defa 1977’de insanlara uygulandı. Scott’ın Oculinum adını verdiği ilaç, şaşılık ve göz seğirmesini (blefarospazm) tedavi etmek için ilk FDA onayını 1989’da aldı. Allergan firması ise birkaç yıl sonra Oculinum’u Scott’tan aldı ve adını Botox olarak değiştirdi. 

ABD’de bugün kayıtlara geçen en popüler uygulama botokstur. Buluşlar için “insanlığın çehresini değiştirdi” derler, bu Botoks için fazlasıyla geçerli.

Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği (ASAPS) verilerine göre Amerikalılar 2019’da botoks prosedürü için yaklaşık 2,5 milyar dolar harcadı. Bu işlem, dünyanın en popüler kozmetik uygulaması. Tahtını da kolay kolay devredecek gibi  görünmüyor. 

KOZMETİK ALANDA KULLANIM ONAYI 2002’DE ALINDI 
Botoks’un kozmetik alanda kulllanımı, 2002 yılında kırışıklık tedavisinde kullanımı için FDA onayı almasıyla yaygınlaştı. Botoks’un nörotoksik etkileri, kas kasılmasını önlemek için sinir sinyallerine müdahale ederek çalışır. Bunu yaparken, kırışıklıkların ve ince çizgilerin görünümünü geçici olarak azaltır. 

İLK UYGULAMALAR BAŞARILI ANCAK ABARTILI İDİ 
Botoks uygulamaları için 10-15 sene önce yapay, ifadesiz, donuk yüzlerden bahsedebilirdik. Uygulama alanı tespitinde ve dozunda tecrübeyle gelen mükemmeliyet bu abartılı görünümü de zamanla ortadan kaldırdı. Uygulamalar sıklaştıkça daha doğal görünümler elde edildi ve kaş-göz kapağı düşüklüğü, balmumum maskesine benzer yüzler hemen hemen görülmez oldu. Bir de minik uyarı ekleyelim: Botoks ve dolgu gibi işlemler deri ve deri altı işleyişi hakkında bilgisi ve tecrübesi olan plastik cerrahlar, dermatologlar ve medikal estetik sertifikasına sahip hekimler tarafından yapıldığında güvenlidir.

BOTOKS MİMİKLERE ZARAR VEREBİLİR Mİ?
Botoks etkisi geçici bir uygulamadır. Abartılı uygulamalar bir süre için donuk ifadelere yol açabilir ancak hiçbir mimiğe kalıcı bir zarar vermez. Uygulayan hekimin ‘mimik hareketlerini ortadan kaldırmadan kişinin yüzünde bu hareketlerin zaman içerisinde bıraktığı izleri nasıl hafifletebiliriz’ arayışı içinde olması gerekir. Her kozmetik uygulamada olduğu gibi Botoks uygulaması da iki ucu keskin bıçaktır ve doğru ellerde uygulanması gerekir. Günümüzde mimiklerin çok değerli olduğu oyunculuk sektöründe bu uygulama sıkça yapılmakta ve 15 yıl önceki donuk ifadelerin aksine son derece doğal sonuçlar elde edilmektedir. 

Dünya Savaşı sırasında, askeri bilim insanlarını şeytani fikirlere sürükleyen botoks, Siyanürden 100 kat daha zehirli olmasına karşın silaha dönüşmesindeki zorluklarla -iyi ki-kullanım dışı kaldı. Ordu, Kimyasal Birliklerini dağıttığında, toksin, meraklı akademik araştırmacılara sağlandı. Savaşların tıpta ilerlemenin en yüksek olduğu dönemler olması trajik, ama gerçek bir bilgidir.

BOTOKS’UN UYGULAMA ALANLARI 
Botoks en sık göz kenarlarında kaz ayağı olarak tabir edilen bölgeye, kaşların arasına, göz altlarına ve alına uygulanır. Ağız çevresi, boyundaki hindi boynu görünümüne yol açan çizgilere de kırışıklıkları hafifletmek amacıyla Botoks yapılmaktadır. 

Üst Yüz Bölgesinde: Kaş çatma çizgilerinin ortadan kaldırılması, alındaki yatay çizgilerin tedavisi ve kaz ayağı denilen, göz kenarındaki çizgilenmelerin geçici olarak ortadan kaldırılması, kaş kenarlarının yükseltilerek, daha çekici göz hatlarının oluşturulması Botulinum Toksin’in en bilinen ve en sık uygulanan alanlarıdır.

Burunda: Özellikle gülme ile oluşan burun ucu düşüklüğü, burun sırtında ve kenarlarında oluşan çizgiler (Tavşan Çizgileri) yine Botoks ile çözülebilmektedir.

Alt yüz bölgesinde: Çene ucunda oluşan kırışıklıkların tedavisi, çenede oluşan istemsiz kasılmaların giderilmesi, ağız köşesi aşağıya doğru yerleşim gösteren hastalarda üzgün yüz görünümünün ortadan kaldırılması Botoks’la sağlanabilir.

Boyun bölgesinde: Boyun bantlarının (boyundaki hindi boynu görünümü veren kırışıklıklar) hafifletilmesinde de Botoks’tan yararlanılır.

Tedavi amaçlı kullanım: Botulinum Toksin, gerilim ve migren tipi baş ağrılarında, Bruksizim denilen, diş sıkma ve diş gıcırdatma problemlerinde ve aşırı terleme tedavisi için koltuk altlarında, el ve ayak tabanlarında kullanılmaktadır.


Pazar büyüklüğü 2018 verilerine göre 4 milyar dolar 

Botoks’un bu kadar yaygın olmasının sebebi, her geçen gün farklı alanlarda da kullanılmaya başlamasında yatıyor. Bu işlem sadece göz çevresi ve alındaki kırışıklıklar için değil; migren, aşırı terleme, diş sıkma rahatsızlığının tedavisine kadar birçok alanda uygulanmaktadır. Botoks’u hyalüronik asit dolgular, epilasyon, ameliyatsız yüz gençleştirme işlemleri takip eder. Kayıt dışı uygulamaları da hesaba katarsak işlem hacmi bu verilen kat kat üzerindedir.


Basında 3. Sayfa haberlerine yansıyan uygulama hatalarının çoğu bu alanda uzman olmayan kişilere yaptırılan işlemler sonucu oluşmaktadır. Bu işlemin, cilt altı dokularına ve sinir sisteminin çalışmasına hâkim, bu konuda uzmanlık eğitimi almış plastik cerrahlar, dermatologlar ve sertifika sahibi medikal estetik hekimlerce uygulaması gerekir. 

BABY BOTOKS  
Botoks’un kırışık olan alanı düzleştirmek ve pürüzsüzleşmek ve kırışıklığın görünümünü hafifletmek amacıyla yapılan minik dozlu işlemlerinin piyasadaki tanıtım isimlerinden biridir. 

ÖNLEYİCİ BOTOKS  
20’li yaşlardan itibaren kırışıklıklar henüz yüzde kalıcı izler bırakmadan, bu izlerin oluşmaması için mimik alanlarına küçük dozlarla yapılan Botoks uygulamasıdır. Uygulamaya başlama yaşı, deri kalitesi, mimik kullanımı, kırışıklığın yerleşme olasılığına göre değişir.  

BUNLARI DA MERAK EDİYORUZ:  
Benzer mimiklere sahip olsa da aynı yaşta iki insanda farklı derecelerde kırışıklık olur mu?

Evet farklı derecelerde kırışıklık yaşanabilir. Örneğin; cildi ince ve kuru bir kişideki kaz ayaklarının sayısı, cilt yapısı kalın ve yağlı kişiye göre daha fazla olacaktır. Derinliğini ise kişinin kas kalınlığı, kasın gücü ve cilt kalınlığı belirler.

Deri tipimiz mimiklerin yüzümüzü kırıştırma biçimini etkiliyor mu?

Evet, ince derili hastalarda dudak üstündeki sigara çizgileri, alındaki enine çizgilerin de ince ince derinleşmesi ihtimali daha fazlayken, kalın derili olanlarda, kasları da daha güçlü olduğu için, ciltte tek ve çok derin oyuklar şeklinde derin kırışıklıklar oluşur.

Bir mimik kasını Botoks’la bloke ederken bu işlem sonucu yüzde farklı yerlerde kırışıklık oluşuyor mu? 

Bir mimik kasını Botoks’la bloke ederken bu kasa ters yönde çalışan kasa da az miktarda da olsa Botoks yaparız. Aksi takdirde kaşların aşırı derecede yukarıya çıkması gibi istenmeyen durumlarla karşılaşılabilir.


Botoks’un reklam sloganı: Hâlâ sen! 

Amanda Hess, New York Times’da kaleme aldığı yazıda, kırışıklıklara karşı yürütülen kampanyanın kadınların sadece yaşlılığının değil yaşanmışlıklarının da damgalanmasına yol açtığını ifade ediyor. “Kadınların üzgün, sıkıntılı, şaşkın görünmesi onları canlı gösteriyor” diyen Hess için Botoks, Hollywood’dan fırlatılma riski taşıyan kadınlar için bir ara istasyon haline gelmiş durumda. ‘Hâlâ sen’ sloganını da şöyle eleştiriyor: “Kadın film yıldızları artık belli bir yaştan sonra gömülmüyor; bunun yerine mumyalanıyorlar. Yeni Botoks sloganı “Hâlâ sen” yerine “Hâlâ burada” olabilir. 


 

PROF. DR. AKIN YÜCEL

İlk ve orta öğretimini TED Ankara Koleji, liseyi Ankara Fen Lisesi’nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Tıp Doktoru olarak mezun oldu. Uzmanlık eğitimini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yaptı. Bir süre ABD ve İngiltere’de çalıştı. 2008’de profesör ünvanını aldı. Plastik cerrahide özellikle meme cerrahisi, meme onarımı, yüz estetiği ve vücut şekillendirme alanlarıyla ilgilenmekte, bu alanlarda her yıl onlarca eğitimde meslektaşlarına eğitim vermekte, kurslar düzenlemektedir. Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği (TPRECD) ve Estetik Plastik Cerrahi Derneği’nin (EPCD) Başkanlıklarını, Uluslararası Estetik Cerrahi Derneğinin (ISAPS) Türkiye Sekreterliğini yaptı.
Yayıncılık çalışmalarına Türkiye’de Plastik Cerrahi alanındaki tek yayın olan ve TPRECD adına yayınlanan Plasticus Yazı İşleri Müdürlüğü ile başladı. Okumakta olduğunuz Vega Dergisinin İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü olarak hekimliğin yanı sıra yayıncılık alanında da çalışmalarını sürdürmektedir.

Yorumunuz

Your email address will not be published.